Perşembe, Mayıs 2, 2024
Google search engine
Ana SayfaKıbrısGeleceğimizi Öldüren Sendikacılık!

Geleceğimizi Öldüren Sendikacılık!

Eğitimi tekellerine almak ve ideolojik hedeflerine göre yönetmek isteyen federasyoncu iki öğretmen sendikası, günlerdir sorumsuz grevlerle çocuklarımızın eğitim hakkını gasp ediyor
Güya, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan “öğretmenler değişiklik yasası”na karşı çıkıyorlar.

Milli Eğitim Bakanlığı yasada yapmak istedikleri değişiklikleri madde madde halka açıkladı. Ne ki, sendika, ağaları yasanın hangi maddelerine, niye karşı çıktıklarını açıklamıyorlar.
Daha doğrusu açıklamaktan korkuyorlar. Çünkü, gerçek yüzlerinin ortaya çıkmasından ve zaten kendilerine çok öfkeli olan halkın tepkisinin daha da artmasından korkuyorlar
“Toplumun geleceği için grev yapıyoruz” diyorlar…

Toplumun geleceği için, toplumun geleceği olan çocuklarımızın eğitim hakkına saldırıyorlar, toplumun geleceğini öldürüyorlar…

Bu sendikacılık değil, çocuk ve eğitim düşmanlığıdır, halk düşmanlığıdır.

KKTC’de eğitim her yıl biraz daha geriye gidiyorsa, bu ülkenin çocukları, başka ülkelerin çocuklarına göre eğitimde geri kalmışsa, veliler çocuklarını dünya kadar para verip özel okullara göndermek zorunda kalıyorsa, özel okullar mantar gibi çoğalmışsa, bunun en başta gelen sorumlusu, Devlet okullarının üzerine kabus gibi çöken, eğitimi ileri götürmek yerine siyasi hedefleri için darbeleyen, sorumsuz, şımarık sendikalar ve devletten beslenen sendika ağalarıdır.

İkinci sorumlu ise bu sorumsuz sendikalarla besleme sendika ağalarını muhatap alan, sendikalara, inanılmaz yetkiler veren, onları şımartan ve her türlü şımarıklıklarına göz yuman korkak siyasilerdir, hükümetlerdir.

Öğretmen sendikalarının kafalarına estiği anda okulları kapatıp eğitimi engellemesi, çocukları evlerine göndermesi, çocukların eğitim haklarını gasp etmesi bir hak değildir, eğitimi ve bu ülkenin geleceğini darbelemektir.

Öğretmenler ve sendikalar, okullar ve eğitim için vardır, okulları kapatmak ve eğitimi engellemek için değil…

Gözleri o denli karardı ki, bu tavırlarıyla kendi meşruiyetlerini ve varlık nedenlerini tartışılır hale getirdiklerinin farkında bile değiller.

ÖNLEM ALINMALI

Hükümet, ikide birde eğitimi engelleyen, okulları kapatan, çocukların eğitim hakkını gasp eden, geleceğimize saldıran siyasi sendikalara karşı gerekli yasal önlemleri almalıdır
Sendikalar Yasası, Grev ve Toplu Sözleşme Yasası değiştirilmelidir.

Bir gövdede iki tane baş olamaz.

Eğitimin sorumlusu, yetkilisi Milli Eğitim Bakanlığı’dır. Bakanlık, kendi yetkilerine ve icraatlarına ortak kabul edemez…Kendi maaşlı memurlarının, kendi ideolojilerine göre eğitimi yönetmenlerine izin veremez

O nedenle sendika ağalarına, atama, terfi ve tayinlerde verilen söz hakkı iptal edilmelidir. Bu hakkın, sendika ağalarına, öğretmenler üzerinde baskı ve kontrol kurma fırsatı verdiği görülmelidir.
Her sendikaya tanınan devletten maaşlı 3 profesyonel sendikacı hakkı iptal edilmelidir. Bir gün bile okula gitmeden, ders vermeden her ay 40-50 bin TL maaş alan, devletten beslenen ama devleti yıkmak ve eğitimi darbelemek için mücadele eden profesyonel sendika ağaları, sınıflarına dönmelidir

Öğretmenlerin ders saati süresi artırılmalıdır. Öğretmenler her 5 yılda bir yeterlilik sınavlarından geçmelidir. Bir kez öğretmen olduktan sonra hayatının geri kalan yıllarında bir tek kitap okumayan, kendini geliştirmeyen yenilemeyen, hızmet içi eğitim kurslarına katılmayan öğretmen olmamalıdır.

Ders saatleri artacak korkusu ile sendika ağalarının gösterdiği tepkiler dikkate alınmadan, milli eğitimde tam güne geçilmelidir.

Okullarda eğitimi engelleme amaçlı grevler, özellikle de siyasi amaçlı grevler yasaklanmalıdır. Hak aramanın yolu eğitimi engellemek ve çocukların eğitim hakkını sorumsuzca gasp etmek değildir. Haklar eğitim sabote edilmeden de aranabilir.

BÖYLE SENDİKACILIK OLMAZ

Dünya Bankası tarafından hazırlanan ve eğitimde ders saatlerini mukayeseli olarak gösteren şu tabloya bakınız

• KKTC : 415 saat
• Güney Kıbrıs: 840 saat
• OECD Ortalaması: 701 saat
• Türkiye: 600 saat
• ABD: 1127 saat
• Finlandiya: 599 saat
• Danimarka: 640 saat
• İtalya: 594 saat

Hem dünyada en az çalışan öğretmenler olacaksınız, hem de ikide birde grev yapıp eğitimi engelleyeceksiniz, rahatınız bozulur diye tam gün eğitime karşı çıkacaksınız.

Çıkın sokağa insanlara sorun, Halkın yüzde 90’ı okullarda grev yapılmasına, çocukların eğitim hakkının gasp edilmesine ve bu kadar az çalışmaya karşıdır.
Öğretmenlerin itibarını da yerle bir ediyorsunuz.

Böyle sendikacılık olmaz!

Milli Eğitim Bakanı diyor ki “Atatürk Öğretmen Akademisi kapatılmayacak, sadece adı değişecek… Öğretmenlerin hızmet içi eğitim kurslarına katılımı zorunlu hale gelecek. Çünkü öğretmeni geliştirmeyi amaçlayan kurslara katılmıyorlar.

Yani hem eğitmede yetersizler, hem de eğitim kurslarına katılıp kendilerini geliştirmek istemiyorlar. Böyle birşey olabilir mi?

Okullarda ders vermek için maaş alan öğretmenlerin, istediklerini empoze etmek için, “ okulu kapatıyoruz, okula gelmiyoruz, sınav yapmıyoruz, karne vermiyoruz” deme hakkı mı var?

Bunu özel okullarda diyebilir misiniz?

“Bu hakkımız var” diyorsanız, o zaman Eğitim Bakanlığı’nın da eğitimi engelleyen, okula gelmeyen, ders vermeyen öğretmeni işten durdurma ve maaşını kesme hakkı var. Yerine işsiz, öğretmenleri istihdam etme hakkı var.

CESARETLİ OLUN

Ama nerde öyle cesaret?
Zaten sorun da burda.

Bakanlar, hükümetler, “okullarda grevi yasaklıyorum, yasağa uymayanlar işten çıkarılacak” demediği sürece, Grev ve Toplu Sözleşme Yasası değişmedikçe, bu grevler, bu şımarıklıklar bitmez, bitmeyecek.

O nedenle Hükümet, büyük öfke ve tepki içinde olan halkı, özellikle de velileri arkasına alarak, bu şımarıklığa son verecek adımları cesaretle atmalıdır. Hazırlanan yasayı da, asla geri adım atmadan geçirmelidir

RELATED ARTICLES

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Advertisment -spot_imgspot_imgspot_imgspot_img

Most Popular

Recent Comments