KIB-TEK’i kendi çıkarları için rant alanı olarak gören 3 kesim vardır:
1- Siyasilerin torpiliyle kapağı KIB-TEK’e attıktan sonra, kurumu her yolla soymaya çalışan, bu amaçla örgütlenip çeteleşen, dürüst çalışanları ya terörize edip sindiren, ya da peşinden sürükleyen ideolojik kafa yapısına sahip vicdansız, şımarık bir grup. Bunlar KKTC’nin, Türkiye’nin ve KIB-TEK’in ekmeğini yeyip, ülkeyi karanlığa boğacak, TÜRKİYE-KKTC düşmanlığı yapacak ve Rum ile birleşmek için takla atacak kadar da nankördürler.
2- İkinci grupta, bu çeteleşme ile işbirliği yapıp birlikte malı götüren, kurumu soyup soğana, çeviren bir gurup yönetici, siyasi ve işadamı var. Halk bunlara “KIB-TEK MAFYASI” adını takmıştır. Bu mafyanın en hünerli olduğu iş, ihaleler yoluyla korkunç vurgunlar vurmaktır. Bunu başarmak için soyguna göz yumanlara, yol verenlere, işi bağlayanlara paylarını veriyorlar.
3- Üçüncü grupta KIB-TEK’i siyasi rant alanı olarak gören, oy için istihdam kapısı olarak kullanan, partizanca atamalar yapan, pay karşılığı ihalelerin kime verileceğini belirleyen, gündüz sözde atıştığı çete elemanları ile geceleri meyhanelerde yeyip içen, onların sabotajlarına, kurum içi hegemonyalarına göz yuman bazı siyasiler vardır
KIB-TEK ÇÜRÜDÜ
İktidarda hangi parti olursa olsun bu yapı değişmiyor.
Geçmişte CTP iktidarları döneminde de çok somut örnekleri ile bunu gördük. Bu üçlü yapı etkinliğini korudu, hatta, daha da artırdı.
Kuruma o denli çöreklendiler ki, iktidara kim gelirse gelsin, bu çeteleşme ve mafyalaşmayı önleyemiyor, dağıtamıyor. İktidarlar, sonunda ya onlarla işbirliğine yöneliyor, ya soyguna ve sabotaja göz yumuyor, ya da, şimdi olduğu gibi onların örgütlü gücü karşısında çaresiz kalıyor.
Bu yapısıyla KIB-TEK artık tepeden tırnağa çürümüştür. Basit, ürkek, korkak dokunuşlarla düzeltilmesi mümkün değildir.
İşbirliği yapan çeteleşme, mafya, siyaset üçlüsünün hakim olduğu ve çağdışı bir rant alanına dönüşen KIB-TEK’in, bu haliyle Kıbrıs Türk Halkına ve KKTC ‘ye en ufak olumlu katkısı olamaz…
YIKIP YENİDEN YAPMALI
Çare, bu çürümüş yapıyı cesaret ve kararlılıkla yıkıp, çağdaş bir anlayışla yeniden yapılandırmaktır. Bunun için 3 yol vardır:
1- Gelişmiş bütün ülkelerde olduğu gibi bütünüyle özelleştirme. Bu yola girilecekse, fiyatlar konusunda son söz devlette olmalıdır. Şimdi mobil iletişim şirketlerinin yaptığı gibi Tekel durumundan kaynaklanan keyfi fiyat saptama hakkı olmamalıdır.
2- Yine birçok gelişmiş ülkede olduğu gibi, KIB-TEK’in üretim, dağıtım, tahsilat olarak üçe bölünmesi. Devlet, bunun neresinde olacağına kendisi karar vermelidir. Üretimi kamu yapacaksa tahsilat ve enerji dağıtımı özelleştirilmelidir.
3- En temiz yol olan Türkiye’den kablo ile elektrik getirme. Bu halde dağıtım ve tahsilat özelleştirilmelidir
AKSA KONUSU
KIB-TEK yeniden yapılandırılamadığı için, CTP iktidarı döneminde AKSA ile yapılan sözleşmenin iyileştirilerek güncellenmesi gündeme geldi.
CTP’nin ülkeye getirdiği AKSA, KIB-TEK’in onda bir personeli ile onun ürettiğinin yarısı kadar elektrik üretmektedir. Yakıtını da, yedek parçasını da kendi getirmekte, bakımını da kendi yapmaktadır. AKSA bugün santralini söküp gidecek olsa ülkenin yarısı elektriksiz kalacaktır. Yani “AKSA’yı istemiyoruz” demek ülkeyi karanlığa boğmaktır
Yeni sözleşmede, AKSA’nın Türkiye’den kablo ile ucuz elektrik getirmesi şartının da yer alacağı açıklanmıştır.
İşte KIB-TEK’deki çeteleşmeyi ve KIB-TEK mafyasını asıl rahatsız eden budur.
Bu olursa, soygun, rant düzeni bozulacak, çeteleşme ve mafya hakimiyet alanını yitirecektir.
KKTC’yi karanlığa boğan, ekonomiye darbe vuran, Halkı devletten soğutan sabotajların nedeni budur.. Yapılan Devlete, ekonomiye ve halkın huzuruna yönelik açık bir saldırıdır. Rant ve hakimiyet alanını yitirme paniği yaşayan çeteleşme ve mafya, ideolojik siyasi destekçileri ile açıkça devlete ve halka savaş ilan etmiştir.
KTC Devleti, sabotajlar yolu ile kendisine ve halka yapılan bu saldırıya cesaretle, en sert yanıtı vermelidir. Sabotajcılar ve onlara talimat verenler belirlenip tutuklanmalı ve en sert cezaya çarptırılmalıdır. KIB-TEK’e hakim olan çeteleşme Kurumdan uzaklaştırılmalıdır. . Sabotajlar ve grev yasağına uymama devam ederse, Polis santrallere el koymalı, Türkiye’den birkaç saatte 100 teknisyen getirilerek santrallerin çalışması sağlanmalıdır.
Yapılması gereken bellidir. Eksik olan cesaret ve kararlılıktır.
Devlet, devlet olmanın, hükümet, hükümet olmanın gereğini yapmazsa, bu ideolojik çeteleşmelerin devleti çökerteceği bilinmelidir
