Bir rüyaya daldık, bir de baktık ki;
İnsanlık tarihinin gördüğü en kanlı ve gözüdönmüş terör örgütü hizbullahın katilleri, biz hizbullahız, kafanızı keseriz ha diye tehdit eden sapık mahlukatlar ellerini kollarını sallaya sallaya dışarda…
Terörizmle mücadelenin en önemli kurumu TSK’nın ömrünü terörle mücadelede tüketmiş komutanları fetoş tayfasının tescilli teröristlerinin kumpasıyla, iftirasıyla hapiste…
Sapıklıkta, sapkınlıkta ve zırcahillikte sınır tanımayan, insanlık tarihinin hiçbir lugatının tarif etmeye yetmeyecek kötülükleriyle şeytanın ve cehennem zebanilerinin bile ödünü patlatan tarikat ve cemaatların bir eli yağda, bir eli balda…
Dişiyle, tırnağıyla kuyu kazarak, o üniversite senin bu üniversite benim diyerek dirsek çürüten, ömür tüketen, bilim üreten; muskaya tapan, sahte peygamberlere tapan, deve sidiğini ilaç niyetine içen, hurmayı yiyip, üstüne fare zehiri içerek hastanelik olan zırcahilin hasta olduğunda iyileşmek için kullanacağı ilacı, gireceği tomografiyi yapan; çarıklı ayaklarıyla bineceği arabayı, uçacağı uçağı yapan üniversite mezunlarının, bilim adamlarının cebi delik, cepkeni delik, cüzdanı meteliksiz, midesi yarı aç yarı tok…
Kurtuluş Savaşı’nda düşmanla bir olup, vatanı ve milleti arkadan vuran, sayısız insanımızın canına mal olan, ülkenin bir uçtan öteki uca yakılıp yıkılmasına neden olan dönek ve hain sefillerin nerdeyse heykeli dikilecek…
Kurtuluş Savaşı’nda yağmur çamur demeden, açlık kıtlık demeden, öldük kaldık demeden, o tarihe kadar yeryüzünün gördüğü en güçlü düşmanla çarpışarak, canını, cananını, evladını, evini, barkını feda ederek vatanı kurtaran, milleti kurtaran, çoğu isimsiz mezarlarda yatan, on senede küllerden dirilttikleri Türkiye Cumhuriyeti’nin yeryüzünün en saygın devletlerinden biri yapan o ölümsüz kahramanların heykelleri ise yıkılıyor, resimleri parçalanıyor, anılarına, emanetlerine ihanet ediliyor…
Vefakar, cefakar, onurlu, dürüst, namuslu, haysiyetli, bilime ve hukuğa güvenen, atalarının mirasına sahip çıkan vatandaş bir yanda…
Zırcahil, sapık, sahtekar, katil, namussuz, haysiyetsiz, yalancı, kana susamış, hukuğa değil palavraya tapan, atalarının mirasının içine eden, iki karış sakalla, beş vakit namazla, sırtına geçirdiği kapkara cübbeyle Allah’ı bile kandırdığını sanan, bin yıldır tuvalete sağ ayakla mı girilir sol ayakla mı girilir tartışması yapan, kadının kesilmiş saçından bile kuduran, akılsızlığıyla, sahtekarlığıyla ve ahlaksızlığıyla memleketi vatandaşın başına yıkan, bütün milli, manevi ve maddi değerleri yerle bir eden çete öteki yanda…
Diline, dinine, ırkına, vatanına, bayrağına, tarihine, devletine, laikliğe, İstiklal Marşı’na, çocuğuna, çocuğunun geleceğine sahip çıkan vatansever vatandaş bir yanda…
Dilini, dinini, ırkını, vatanını, bayrağını, devletini, laikliği, istiklal Marşı’nı, insan ve özellikle kadın haklarını ölümüne yok etmeye yeminli, minicik yavrucuğu sapığın eline karı diye veren, memleketin ve milletin tüm milli, manevi ve maddi değerlerini yerle bir eden, memleketi insanların başına yıkan, onbinlerce çocuğumuzu ve gencimizi aileleriyle birlikte enkaz altında bırakan, ezim ezim ezen, inim inim inleterek öldüren, Azrail’in bile taş yüreğini sızlatan mahlukatlar, insanlığın yüzkaraları öteki tarafta…
“Yerli ve milli” ihanet ve çürümüşlük bir yanda…
Kurtuluş Savaşı ruhundaki milli isyan öteki yanda…
Öfke, kin, nefret, iftira, hırs, tehdit, zibidilik, terbiyesizlik, hödüklük,yalakalık, doyumsuzluk, bencillik, horgörü, şiddet bir yanda…
Umut, sevgi, saygı, anlayış, dürüstlük, asalet, efendilik, nezaket, cömertlik öteki yanda…
E, hal ve gidişat buyken, Türk milletini ve Türkiye’yi çok seven, Türkiye ve Türk milletinin sevgisinden, hasretinden geceleri yalın ayak yatan, insanlık tarihinin en mert, en onurlu ordularından biri olan ve yedi düvelin birleşip de yıkamadığı TSK’yı kumpaslarla içerden yıktırana kadar TSK komutanlarını ülkenin önünü tıkayan azınlık olarak lanse eden, hedef gösteren, zırcahilleri hakları yenmiş mağdurlar olarak şişiren, besledikleri terör örgütlerine her türlü destek çıkan o “dış güçlere” bir seçenek sunsanız ve “Bakın sevgili dostlarım, o çok sevdiğiniz Türkiye artık hasta adam filan bile değil, bir tarafını saran en ölümcül kanser mahluğundan öldü ölüyor, diğer sağlam kalan tarafı ise acil bir çare peşinde… Sağlam kalan tarafı acilen bir çare bulamazsa, kanserli taraf onu da yiyip bitirecek, yok edecek, siz iyisi mi iki taraftan birini destekleyin!!!” deseniz, ne yaparlar ve hangi tarafı desteklerler dersiniz!!!
Dahası, epeydir sessizliğini koruyan o dış güçler neden bu kadar sessiz dersiniz!!!
Acep “Türkiye bu hale düştükten sonra bizim uğraşmamıza hiç gerek kalmadı, körün istediği bir gözdü, Allah verdi iki göz, önce cehaletin düşmanı TSK’yı ve laik Atatürkçüleri cehalete tertiplettik, şimdi de ülkenin geri kalan tüm maddi, manevi ve milli değerlerini cehaletin eliyle yokettiriyoruz, daha ne olsun, cehalet sayesinde kendiliğinden yıkılıyor, Türk milletinden ve Türkiye’den yüz yıl öncesinin intikamını içerdeki zırcahiller eliyle alıyoruz, artık iyice yerle bir olsun da sonrasına bakarız, nasılsa ne zırcahiller ne de Atatürkçüler başlarına gelen felaketin halen farkında değiller, daha dün onbinlerce, belki de yüzbinlerce insanın cehalet ve ahlaksızlık yüzünden ezim ezim edilerek öldürüldüğünü unutular bile…” diye düşündüklerinden olabilir mi!!!
Hadi, bilene on puan!
Ve daha dahası, rüyaya devam mı?
Yoksa, artık uyanalım mı?
Bence vakit varken uyanalım, aksi takdirde, geç uyanırsak, bu rüyada bir de bakacağız ki ne ay yıldızlı bayrak kalmış, ne devlet kalmış, ne millet kalmış, ne hak kalmış, ne hukuk kalmış…
Rüyadan kabusa dönüşen bu süreçte, bir de bakacağız ki ay yıldızlı bayrak kapkara bir paçavra parçasının üzerine yazılmış ne idüğü belirsiz arapça harflere dönüşmüş, devlete Taliban zihniyeti çökmüş, ta Ergenakon’dan beri ırkına sahip çıkan Türk milleti ülkeyi istila eden milyonlarca ne idüğü belirsizin yanında kul köle olmuş, zırcahillerin hükmü tiranlığa dönüşmüş, cennet ülke cehenneme dönüşmüş, öyle ki şeytan bile zırcahillerin elinden usarak “Burada artık yapacak işim kalmadı, benden daha şeytanları türedi, bunlar beni de ortadan kaldırmadan bari gidip kendime başka bir cehennem bulayım” demiş …
