Bayrak bir Halkın kimliğidir, kişiliğidir, onurudur, şerefidir, bağımsız, egemen olma iradesinin ve devletin simgesidir…
Bayrak düşerse, bağımsızlık, egemenlik gider, onurumuz çiğnenir, kimliğimiz yok olur, boyunduruk altına gireriz.
Şairin dediği gibi “ bayrakları bayrak yapan üzerindeki kandır/ toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.”
Bizim bayraklarımız, Annan Planı’nda çizdirilen o çok renkli paçavra veya Kıbrıs Cumhuriyeti kurulurken yarışmayla para karşılığı çizdirilen o bez parçası gibi uyduruk değildir.
Bizim bayraklarımız rengini, uğrunda ölen aziz şehitlerin kanlarından almıştır. Gönderden inmesin diye can veren milyonlarca şehit ile bağımsızlık, egemenlik, hürriyet uğruna, büyük özverilerle verilen milli mücadelemizi simgeler.
O nedenle, ister yerli, ister yabancı olsun, kimsenin bayraklarımızla oynama, oradan oraya kaldırma, masa altına saklama, gözlerden ve fotoğraf makineleri kadrajından uzak tutma hakkı yoktur.
Bayrak yasamız bunun için vardır.
YANLIŞ UYGULAMALAR
Maalesef siyasilerimiz, “yabancılar koltukların arkasında bayrak istemiyor, bayrakların altında fotoğraf çekmek istemiyorlar, ısrar edersek gelmezler “ diyerek, onlarla görüşmelerinde koltuklar arkasına bayrak koymuyorlar. Türklerle görüşmelerinde ise bayraklar yerine konuyor.
Geçmişte Akıncı ve eski Din İşleri Başkanı bu durumu o denli abartmıştı ki, Türklerle görüştüğü zaman koltukların arkasında olan bayraklarımız, yabancılar geleceği zaman toplanarak depoya kaldırılmaktaydı
Bu rezilliği kaç kez manşetlere taşımamıza karşın, bayraklarımıza, kimliğimize, devletimize yönelik bu saygısızlıktan vaz geçmediler.
AB’NİN SAYGISIZLIĞI
Bayraklarımıza saygısızlık yapanların başında bizi sömürgesi, Kuzeyi Rum devletine ait gören AB gelir.
Devletimizi tanımayan, bayrağımızı reddeden, gayrı meşru Rum yönetimine tam destek veren ve bizi de bu çapulcu yönetime yama yapmak isteyen AB, Kuzeyde finanse ettiği hiçbir projede devleti muhatap almıyor. Yapılan açılış törenlerinde KKTC yetkililerini konuşturmuyor
Tören alanında ve kürsüde, bayraklarımızın olmasına karşı çıkıyor. Kavga çıkarıyor, kriz yaratıyor.
Ne yazık ki, siyasiler ve üst düzey bürokratlar da bu rezilliğe boyun eğiyor, bayraklarımızın depoya kaldırılmasına seyirci kalıyor.
Tek istisna önceki hafta Kormacit köyündeki açılışta yaşandı. Devlet, açılış töreninde KKTC yetkililerini konuşturmak istemeyen AB’a diretti, KKTC temsilcilerinin de konuşmasını sağladı. Tören alanını da bayraklarımızla doldurdu. “Beğenmezseniz töreni iptal edin” dendi. Kabul ettiler…
Bu dik duruş herkesin takdirini kazandı ve bundan sonra AB karşısında dik durmak gereği vurgulandı
Ne ki önceki gün Acopulco Otel’de öğretmenler için yapılan ve AB’ın finanse ettiği hizmet içi eğitim toplantısında aynı dik duruş sergilenmedi
AB yetkilileri, sırf parayı kendileri verdi diye, salonda sadece AB bayrağının olması için diretti. Ne acıdır ki Eğitim Bakanlığı yetkilileri de bu rezil ve aşağılık dayatmayı kabul etti. Kürsünün üzerinde ve arkasında AB bayrağı varken, Bayraklarımız konmadı.
Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, duyduğu vicdani rahatsızlığı dile getiren ve AB’ın dayatmasını eleştiren güzel vurgularla dolu bir konuşma yaptı ama “derhal bayraklarımızı getirip, AB bayrağı yanına koyun” diyemedi. Sözünü icraata dökmedi. Oysa önemli olan laf değil icraat…
Onu, sadece AB bayrağının olduğu, bayraklarımızın bulunmadığı kürsüde konuşurken görünce kahroldum. Kormacit’te sergilenen dik duruşu sergilemek çok mu zordu?
AB sömürgesi miyiz?
Onlara “ burası KKTC’dir. Bayraklarımız olacaktır, biz bayraklarımızı canımız kanımız pahasına koruduk indirmedik, indirmeyeceğiz, beğenmiyorsanız bu salondan çıkın, bu tavrınızda ısrar edecekseniz, bundan sonra sizi de, paranızı da istemiyoruz” denmeliydi, denmelidir
AB karşısında bu denli aşağılanmaya, bu denli suçluluk ve eziklik psikolojisi duymaya gerek yoktur.
Dik durun, korkmayın, oy kaybetmez, aksine kazanırsınız.
KÖKTEN ÇÖZÜLMELİ
Bu sorunu kökten çözmenin zamanı gelmiştir
Üst Koordinasyon Kurulu veya Hükümet, bundan böyle AB tarafından finanse edilen tüm projelerin açılışında bir devlet yetkilisinin konuşması ve bayraklarımızın kürsünün arkasına konması yönünde bir karar almalıdır.
Devamla, yabancılarla görüşmelerde de bayraklarımızın, olması gereken yerde olması yönünde karar üretilmelidir
Egemen devletsek, AB istiyor diye bayraklarımızı hiçbir yerden kaldırmayız
Bizlerle görüşmek isteyen, burada kendi hedeflerine uygun proje yapmak isteyen kendileridir.
Bayraklarımızdan rahatsız olan, bayraklarımıza ve protokol kurallarına saygı duymayan gelmesin.
Anavatan Türkiye bize yeter, onların yaptığı üç kuruşluk şartlı yardımın kat kat fazlasını karşılıksız zaten yapıyor
