Çocuklar böcekten korkabilir, korkmayanlar da hayali bir yaratıkla, öcüyle korkutulmaya çalışılır.
Ağustos böceklerinden hiç bir çocuk korkmaz, aksine merak eder. Çünkü onlar şarkı söyleyen böceklerdir.
Şarkı söyleyenden değil, susandan zarar gelir.
Cırcır böcekleri gider gitmez, öcüklerin saldırısı başlar.
Ağustos böcekleri Haziran başında, mevsiminden erken gelir ve Ekim ortaları geç gider hep.
Bu sefer gitmeyip de hep kalsalardı keşke.
Ekim ayında da duyulur yaz böceklerinin sesi, iki haftalık ömürleri Ekim ayına denk gelenler, yaşayan ölülerdir oysa.
Çünkü zirzirolar sıcağı sever, yağmuru değil.
Bugün yağan yağmur, can çekişenlerin de canını almış olmalı..
Her daim, ilk yağmurlar yağıncaya, bugünkü gibi her mahallede bir iki tane kalırlar.
Şarkı söylemeye devam ederler.
Aslında söyledikleri ağıttır, sadece iki haftalığına yalan dünyaya gelmiş olmalarının isyan türküsüdür söyledikleri.
Tıpkı 2 yaşında, Gazze’de şehit edilen bebekler gibi.
Sanıldığının aksine bir cırcır böceği tüm yaz ötmez. Tek bir zirzironun ömrü sadece birkaç haftadır.
Çocuk masalında anlatıldığı gibi, yaz boyu saz çalıp eğlenen zirzironun açlık içinde, soğukta titrediği bir kış yaşamı hiç olmamıştır.
Ama yine de çocuklar buna inanır.
Bu iddia sadece bir masal yalanıdır.
Çünkü hiç bir cırcır böceği kışı görmez.
Görüp görebileceği Ekim ayının ilk haftasının yağmurlardır.
Filistinli çocuklarda göremedi kışı.
Ve insan ömründe bu masal benzer o kadar yalan mevcuttur ki akıllara ziyan.
Ömür boyu aşk mesela, külliyen yalandan ibaret bir efsane.
Dünya barışı masalı ise en büyük efsane!
Tüm toplumlarda fazla konuşup corlayanların kadınlar olduğu iddia edilse de bu da kuyruklu, kocaman bir yalandır aslında.
Cırlavıkların fazla zırlayanı dişiler değil, erkeklerdir aksine.
Savaşları çıkarıp, kıyamlar yaratanlardır onlar.
Ölenlerse savunmasız kadın ve çocuklar.
Bugün bakıyorum da, ülke başkanları aşkla dostlukla bir olmayla alakalı değil, savaşıp yok etme amaçlı carlıyor birbirine.
Tüm ötücü, ürücü, hırlayıcı, havlayıcı, hamurdayıcı, anırıcı, kişneyici, meleyici ve corlayıcı hayvanlarda çiftleşmeye davet çabasıdır feryatlar.
İnsanda ise dövüşüp yok etmeye kurguludur kurlaşmalar.
Ve hiç bir hayvan, diğerine zorla sahip olma, tecavüz güdüsüne ve boş yere öldürme güdüsüne sahip değildir.
İnsanoğlu vahşet bir şekilde tam tersidir.
Hiç bir hayvan, yiyecekle, menfaatle, yalanla çıkarı için tuzağına düşürmez diğerini.
İnsan bunu yapar.
Kullanıp atmaz, her çiftleşme sonrası, onları, analık babalıkla ödüllendirir hayat.
İnsanoğlu kullanıp atmaya meyilli.
Çiftleşene kadar ötüp duran erkek zirziro çiftleştikten kısa bir süre sonra ölür.
Dişisi ise yumurtladıktan hemen sonra hayatı terk eder.
Döngü tanamlanmıştır.
İnsan savaşıp öldürmek, çocuk, yavru demeden hayvandan öte bir öldürme güdüsüne sahip.
Dişi Ağustos böcekleri, ince dallara küçük yarıklar açarak bu yarıklara yumurtalar bırakır. Yumurtladıktan kısa süre sonra ölür ve yere düşerek toprak olur.
Yumurtalar kırılınca yavrular çıkar ve yere düşerek toprağa gömülürler.
Ve toprak altında ağaç köklerinden özsu emerek, yıllarca kalabilirler.
Ve en nihayet iki haftalığına yaşam döngüsüne girerler
Ve nihayet mevsimi geldiğinde yeni koloniler bu döngüyü sürdürürler.
insan ise, bazı bir takım güç odaklarının çıkarları için ölüp öldürülürler.
Bugün 19 Ekim 2023 Ağustos böcekleri yumurtalarını bırakıp öldüler. Seneye yaz başı toprağa bırakılan yumurtalar elbet yeniden böcekleşecekler.
Ana cırcır böcekleri sustu, öldü gitti. Yumurtaları toprakta yazı bekler!
Ağustos böcekleri gitti aşka ve sevişmeye davet çığlıklarının yerini, anaları öldürülüp babaları yok edilen, toprakları kanla çamurlaşan çocukların çığlıkları aldı.
Barışa hasret korkuya teslim çocukların masum çığlıkları ve ağıtları çınlatıyor sonbaharı.
Ağustos böceklerimi seven çocuklar öldürülüyor.
Ekim ayının ortadında sustu Ağustos böcekleri ve bombalana gürültüsü sardı gökleri.
Cırcır böcekleri gibi herkes sustu.
Duyan yok, umursayan, ses eden, dur diyen yok.