Yıllardır BM’nin KKTC ‘den artık çıkarılması gerektiğini savunuyorum.
BM Barış Gücü, yaptığı tahriklerle, her geçen gün bu gerekliliği bize gösteriyor.
KKTC, bu konuda çoktan hazır ve kararlı.
Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, bu yıl içinde yaptığı çeşitli açıklamalarında bunu vurguladı.
Ne var ki, Kıbrıs davası Türk ulusunun milli bir davasıdır ve Anavatan ile birlikte savunulmaktadır. Dolayısı ile kendi başımıza hareket etme ve Anavatana emrivaki yapma hakkımız yok. Çünkü, hemfikir olmadan bir adım atıldığı zaman, bunun bir bedeli olacaksa, o bedeli öncelikle ödeyen Türkiye olur..
O nedenle tek başımıza adım atmamız söz konusu değil ve olmamalıdır.
ZAMANI GELDİ
Maaşlarını Rum yönetimi ve Yunanistan’ın ödediği ve Rum devletinin paralı askerleri olarak hareket eden BM Barış Gücü’nün artık ülkemizden çıkarılması konusunda KKTC’nin iradesi açıktır. Bu konuda Anavatan ile temaslar sürmektedir.
Anavatan Türkiye’nin de bu konuda çok geç olmayan bir zamanda nihai kararını vereceğini tahmin ediyorum.
Çünkü bir yandan BM Güvenlik Konseyi her zaman olduğu gibi KKTC karşıtı, Rum yanlısı kararlar almaya devam ediyor, eski tek yanlı, haksız kararlarını iptal etmiyor, diğer yandan da BM Genel Sekreteri üzerinden BM Güvenlik Konseyi’ne bağlı olan adadaki BM Barış Gücü her olayda Rum yanlısı bir tavır izliyor.
Bu yıl içinde 3. büyük tahriklerini dün yapmışlardır
SON TAHRİKLERİ
Kendini Rum yönetiminin askeri olarak gören BM Barış Gücü, dün yeni bir tahrikte daha bulunmuştur
Ledra Palas karşısında Burhan Tan sokak diye bir yol vardır.
Bu yol 1964’den beri bize aittir. Yolun temizliğini her zaman bizim askerlerimiz yaptı.
Bunu çok iyi biliyorum, çünkü 1969’da mücahitliğimi Ledra Palas karşısındaki bölgeyi savunan 20. Bölükte yaptım.
Eskiden, TMT’ci Dr Necdet Ünel’e ait olan bulunduğum Silah Takımımızın binası, 1.Takım’ın bulunduğu şimdiki Dış Basın Birliği binası, 2. Takımın bulunduğu Muharrem Apartmanı Ledra Palas’taki Rum mevzilerine karşı konuşlanmıştı.
Aramızda ise bize ait olan ancak BM Barış Gücü devriye postalarının geçişine izin verdiğimiz 3 metre genişliğinde asfalt bir yol vardı.
BM Barış Gücü, geçmişte de, zaman zaman bu iznimizi istismar ederek Rum yönetimi adına yola, çökmeye çalıştı. Ancak yapılan görüşmeler sonucu yolun bize ait olduğunu kabul etti ve temizliği yapmamıza engel olmaktan vaz geçti.
Ne ki, dün ne olduysa oldu, bunca yıldır ot temizliğini yaptığımız yola geldi ve orada temizlik yapan GKK mensuplarını çıkarmaya kalktı.
Askerlerimiz temizliğe devam edince de FİZİKİ GÜÇ kullandı. Bu esnada, askerlerimizin kendilerine hoş görülü davranmasını da istismar ederek yumruk atmaya başladılar. Bir askerimizi kötü şekilde yumruklayıp hastahanelik ettiler. Bunu belgeleyen doktor raporu da alındı. GKK saldırıyı fotoğrafladı, belgeledi.
Belli ki BM askerleri, Rum yönetiminin dolduruşuna ile ve Pile yolunda yaptıkları tahrikler sonucu yaşanan olayların intikamını almak için, intikamcı bir anlayışla hareket ediyor.
Oysa BM Barış Gücü’nün görev talimatında iki taraf arasında tarafsız olması, FİZİKİ GÜÇ kullanmaması ve gelişmeleri sadece rapor etmesi var..
Askerlerimizi ve sivilleri yumruklama hakkını nerden buldu, kim verdi?
BU ÜÇÜNCÜ TAHRİK
Bu saldırgan tutum bu yıl içinde 3. defa tekrarlanıyor.
İlki Zahra sokak altındaki Çetinkaya Spor Kulübüne ait, Türk toprağı TAKSİM sahasında oldu.
Anımsanacağı gibi, BM Barış Gücü, daha önce değişik vesilelerle kullandığımız sahanın antrenman için kullanılmasını, sırf Rumlar karşı çıkıyor diye engelledi.
Yapılan uzun görüşmeler sonucu oraya çim saha yapılmasını kabul etti. Ne ki, bu kez de Kulüpten sahaya inmek için kullanılan merdivenlerin kullanılmasını engellemek için merdivenlere tel örgüler soktu, çıkış noktasına beton barikat kurdu.
Buna, karşı çıkınca bizimle itiş kakışa girdi . Neyse ki son aşamada sağduyu galip geldi ve bugün merdivenler belli koşullarla kullanılıyor.
İkinci tahrikleri bilindiği gibi Yiğitler-Pile yolunun yapımında oldu. Kendi toprağımız girerek iş makinelerinin ve işçilerinin çalışmasını engellemeye kalktı. Bunun için yetkisini aşarak FİZİKİ GÜÇ kullandı.
Şimdi yol çalışmamız bugün yeniden başladı. Ara bölgeye geldiğinde ne yapacağını göreceğiz. Ara bölgeye gelmesi iki-üç haftayı bulur sanırım. Umarım, oraya gelene kadar devam eden görüşmeler sonuçlanır ve engellemek için yeniden FİZİKİ GÜÇ kullanmayı denemez…
NEDENİ RUM YÖNETİMİ
BM ile bu sorunların yaşanmasının nedeni Rum yönetimidir.
Rumlar 1964’den beri var olan, 1974’den beri nihai şeklini alan BM kontrolündeki ara bölgenin kendilerine ait olduğunu, kendilerinin meşru devlet olduğunu, dolayısı ile tampon bölge hakkında nihai kararı kendilerinin vereceğini iddia ediyor.
Ara bölge içindeki Pile köyünün de kendilerine ait olduğunu ve oradaki herşeye kendilerinin karar vereceğini iddia ediyorlar
Nitekim, ara bölge olmasına karşın Pile ‘den Aynapa’ya, Oroklini’ye yol yaptılar, üniversite, yüzlerce ev, sinema, işyeri inşa ettiler.
Oysa yüzde üçlük tampon bölge ve Pile, BM sorumluluğunda ve iki tarafa da ait değil.
O nedenledir ki Rum yönetimi Pile yolu konusunda bizimle anlaşmaması için BM’ye baskı yapıyor. BM’yi bizimle karşı karşıya getiriyor, sonra da Dünyaya şikayet ediyor, aleyhimize algı operasyonu yapıyor.
Ne yazık ki BM de, gerçeği açıklamak yerine, bu saldırgan ve yayılmacı tavra boyun eğiyor.
Evet, artık bardak taştı, sabrımız tükendi.
Ruma ve BM’ye anladıkları dilden konuşma zamanı geldi.
BM Barış Gücü KKTC’den çıkarılmalı…
KKTC ‘ye karşı düşmanca politikalarına, ambargolara, uluslararası izolasyona devam ettiği sürece, RUM YÖNETİMİ İLE KIBRIS SORUNU KONULU HER TÜRLÜ TEMAS, DİYALOG VE GÖRÜŞME SÜRESİZ OLARAK ASKIYA ALINMALI.
