Cuma, Haziran 6, 2025
Google search engine
Ana SayfaDünyaTürkiye’nin Suriye’de artan gücü İsrail’i politika değiştirmeye zorluyor

Türkiye’nin Suriye’de artan gücü İsrail’i politika değiştirmeye zorluyor


Suriye’de yaklaşık 14 yıl süren iç savaşın ardından gerçekleşen devrim bütün Orta Doğu’da dengeleri değiştirdi. Bu beklenmedik çöküş, Türkiye’nin Suriye’deki etkisini tahkim ederken İsrail’in güvenlik mimarisi üzerindeki kontrolünü sorgulamasına neden oldu.


Golan Tepeleri’nde işgalci konumda bulunan İsrail, güçlü bir Suriye istemiyor. Ancak ABD’nin yaptırımları hafifletmesi, yeni Suriye hükümetinin pragmatik bir geçiş süreci başlatması ve Türkiye’nin bu sürece etkisiyle ortaya çıkan yeni tablo, İsrail’i politika değişikliğine zorlayan bir denklem ortaya çıkarıyor.


Türkiye’nin stratejik kazancı


Türkiye, Suriye iç savaşının başından itibaren muhalefeti destekleyerek büyük bir yük omuzladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yıllarca zulümden kaçan mültecileri diktatör Beşar Esad’ın hükmü altındaki bir bilinmeze geri göndermeyi reddetti. Erdoğan’ın bu duruşu iç politikada yıllarca eleştirilmesine neden oldu. Türkiye’nin Suriye konusunda son ana kadar tarihin doğru tarafında yer alması Esad’ın devrilmesinin ardından Türkiye’ye büyük bir stratejik avantaj sağladı.


Türkiye yalnızca güvenlik anlamında yeni Suriye hükümetinin yanında yer almadı, aynı zamanda Suriye’nin ve bölgenin ekonomik kalkınmasında da başat rol üstlendi. Özellikle enerji alanındaki adımlar – Türkiye’nin yılda 2 milyar metreküp doğalgaz ihraç edeceğini açıklaması ve elektrik desteği – Türkiye’yi yeniden inşa sürecinin merkezine yerleştirdi. Yeni Suriye hükümeti de bu desteğin farkında olarak iç ve dış politikasında Türkiye ile iş birliği içerisinde kararlar almaya başladı.


Trump’ın Türkiye’yi ön planda tutması İsrail’i sarstı


İsrail, uzun süredir İran destekli grupların Suriye’deki etkinliğine karşı operasyonlar yürütüyordu. Ancak Esad rejiminin çöküşüyle birlikte yeni güç boşluğu, Tel Aviv’in hesaplarını değiştirdi. Bu güç boşluğundaki belirsizlik İsrail’i rahatsız ederken Suriye’ye saldırılarını yoğunlaştırmasına neden oldu. Özellikle Palmira çevresindeki hava üslerine Türkiye’nin yerleşme ihtimali, İsrail tarafından “operasyon özgürlüğüne doğrudan tehdit” olarak tanımlandı.


Ancak İsrail için asıl kırılma Trump yönetiminin politikalarında yaşandı. ABD Başkanı Donald Trump, Suriye’nin yeni cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile doğrudan temas kurdu, hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çevrim içi katılımıyla bir görüşme yaptı. Bu görüşmenin ardından yaptırımların kaldırılması ve Amerikan şirketlerinin yatırım daveti alması, İsrail siyasetinde alarm zillerinin çalmasına neden oldu.


Daha da önemlisi, Trump’ın kamuoyuna açık şekilde Türkiye’yi İsrail’e tercih ettiğini beyan etmesi oldu. İsrailli Maariv gazetesine konuşan Hayfa Üniversitesi Ortadoğu uzmanı Profesör Dr. Amaziah Baram’a göre, Trump’ın Türkiye’yi İsrail’in önünde tutması İsrail için olağanüstü tehlikeli bir gelişmeydi. Trump, İsrail başbakanının tutumuna aykırı olarak Şara ile görüştü ve kendi ağzıyla İsrail’in değil Türkiye’nin görüşünü tercih ettiğini söyledi. Bu politik kayma, İsrail’in bölgesel yalnızlık korkularını pekiştirdi.


Türkiye etkisi İsrail’i strateji değiştirmeye zorluyor


İsrail medyası bu süreci sadece güvenlik üzerinden değil, enerji ve diplomasi alanında da kayıpla yorumluyor. İsrailli Yediot Ahronot gazetesinde yayımlanan bir analizde, Türkiye’nin, Katar gazını Suriye ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyabileceği yorumu yapıldı. Bu projeyi İsrail’in engellemesinin mümkün olmadığı vurgulandı. Türkiye’nin Suriye’de siyasi olarak meşru bir yönetimle yakın çalışması, İsrail’in ‘zayıf, bölünmüş ve denetlenen bir Suriye’ vizyonunun sonunu işaret ediyor.


ABD’nin Suriye’den tamamen çekileceği yönündeki bilgiler de İsrail’i yalnızlaştırıyor. İsrailli yetkililer, bu çekilmenin Türkiye’nin nüfuzunu artıracağını belirterek ‘endişelerini Washington’a iletmiş’ olsa da bu çabalar sonuç vermedi.


Yeni Suriye yönetiminin Golan Tepeleri ve İbrahim Anlaşmaları konusunda kapıyı tamamen kapatmamış olması da İsrail tarafından kuşkuyla karşılansa da İsrail’in elini zayıflatan bir etken.


Tüm bu gelişmeler, İsrail’in Suriye özelinde sürdürdüğü geleneksel stratejisinin sonuna geldiğini gösteriyor. Artık Suriye stratejisinin karşısında Batı tarafından dışlanmış bir İran ve vekil güçleri değil, yeni bir bölgesel düzen kurma kapasitesi olan ve Batı dünyasına entegre bir Türkiye var.


İsrail’in gelecekteki adımları, Türkiye ile doğrudan karşı karşıya gelmekten kaçınarak pozisyonunu yeniden tanımlamak zorunda kalacağı bir döneme girdiğini ortaya koyuyor.  

RELATED ARTICLES

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Advertisment -spot_imgspot_imgspot_imgspot_img

Most Popular

Recent Comments