İsveç hükümeti, Kurban Bayramı’nın ilk günü başkent Stockholm’deki bir caminin önünde Kur’an-ı Kerim’in yakılmasının ardından sınır kontrollerine dikkati çekerek, önemli kamu menfaatlerini tehdit eden kişilerin ülkeye girişini engelleme hakkına sahip olduklarını ve yeni tehditleri önlemek için çabalarını artırdıklarını bildirdi.
İsveç Dışişleri Bakanlığı, 28 Haziran’da Stockholm’de bir caminin önünde Kur’an-ı Kerim’in yakılmasının ardından bu provokasyona izin vermesi nedeniyle gelen tepkiler üzerine, hükümetin bu tür olayların önüne geçilmesi için aldığı tedbirlere ilişkin açıklama yaptı.
Açıklamada, İsveç hükümetinin, mayısta sınır kontrollerini yeniden uygulamaya karar verdiğine işaret edildi.
Bu kararın başlıca nedeninin, “Kur’an’ı Kerim’in yakıldığı önceki gösteriler gibi olaylarla bağlantılı İsveç’e yönelik tehdidin artması” olduğuna dikkat çekilen açıklamada, hükümet kararında ayrıca, bu kontrollerin yeri, niteliği ve kapsamında, kamu düzeni ve güvenliği açısından gerekli güncellemelerin yapılacağının “açıkça” belirtildiği hatırlatıldı.
Açıklamada, Adalet Bakanlığının, 28 Haziran Çarşamba günü Stockholm’ün merkezinde düzenlenen gösteriyle bağlantılı son olaylar ışığında, İsveç Polis Teşkilatının sınırlarındaki kontrolleri nasıl organize ettiği konusunda bilgilendirildiği ifade edildi.
İsveç Polis Teşkilatının, kontrollerde gerekli ayarlamaları yaptığı ve tehdidi değerlendirmek üzere diğer ilgili makamlarla etkileşimlerini arttırdığının teyit edildiği bildirilen açıklamada, İsveç Güvenlik Servisinin de şiddet yanlısı aşırılıkçı çevrelere karşı çalışmalarını hızlandırdığı vurgulandı.
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“İsveç’te ifade özgürlüğü güçlü bir korumaya sahip ancak doğal olarak bu, hükümetin ifade edilen her görüşü desteklediği anlamına gelmez. Tamamen yasal olan kamusal toplantılar da kutuplaştırıcı ve saldırgan olabilir. Geçen çarşamba günkü gibi gösteriler tam da bu tür gösterilerdir. Ayrıca, İsveç’in iç güvenliği ve emniyeti açısından da ciddi sonuçları var.”
“Yetkililerimiz, yeni tehditleri önlemek ve değerlendirmek için çabalarını arttırıyor”
Açıklamada, halihazırda İsveç’e yönelik yeni tehdit risklerine dikkat çekilerek, “Deneyimlerimiz bize hem bu tür gösterileri başlatan kişilerin hem de bu gösterilere karşılık olarak aşırı şiddet kullanmaya hazır olan kişilerin genellikle başka ülkelerden İsveç’e geldiklerini göstermektedir.” değerlendirmesine yer verildi.
Bu bağlamda, 28 Haziran’da yaşanan olayların ardından ulusal ya da etnik bir gruba karşı kışkırtma suçundan hakkında soruşturma açılan kişinin, İsveç’te sadece geçici oturma izni bulunan bir Irak vatandaşı olduğu belirtildi.
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
“İsveç polisi, hukukun üstünlüğü çerçevesinde, önemli kamu menfaatlerini tehdit eden kişilerin İsveç’e girişini engelleme hakkına sahip. Etkili sınır kontrollerine sahip olmamız ve dünyaya net bir mesaj göndermemiz çok önemli. İsveç özgürlüğüne, güvenliğine ve emniyetine yönelik tehditleri son derece ciddiye almaktadır. Bu nedenle yetkililerimiz yeni tehditleri önlemek ve değerlendirmek için çabalarını arttırıyor.”
Türkiye’nin verdiği tepki, uluslararası alanda karşılık buldu
İsveç’in başkenti Stockholm’de bir caminin önünde Kur’an-ı Kerim yakılmasına izin verilmesi, Türkiye başta olmak üzere uluslararası alanda tepkiyle karşılanmıştı.
Türkiye’nin öncülüğünde Stockholm’deki İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) büyükelçileri tarafından, İsveç Dışişleri Bakanlığı Devlet Sekreteri Jan Knutsson’a bir mesaj iletilerek olaya ilişkin ortak tepki ortaya konulmuştu.
Knutsson, cevaben, olaydan duyduğu üzüntüyü dile getirmiş, İsveç hükümetinin bu İslam karşıtı eylemi güçlü bir şekilde reddettiğini ve Müslümanların hassasiyetlerini anladıklarını belirtmişti.
İslam ülkelerinin yanı sıra ABD ve Rusya’nın aralarında bulunduğu birçok devletin tepki gösterdiği İsveç, olayla ilgili soruşturma başlatmıştı.
Arap Parlamentolar Birliği, eylemin dünya Müslümanları için “kışkırtıcı” olduğunu belirterek, İsveç’in eyleme izin vermesini kınayan bir açıklama yayımlamıştı.
Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Genel Sekreteri Casim Muhammed el-Budeyvi, eylemi kınayan açıklama yapmıştı. Açıklamada, İsveç hükümetine tüm dünyadaki Müslümanların tepkisini çeken bu tür eylemlerin engellenmesi çağrısında bulunulmuştu.
Tepkilerin ardından İsveç polisi, Kur’an-ı Kerim yakma eylemini gerçekleştiren kişi hakkında “halk grubuna karşı tahrik” suçundan şikayette bulunduklarını açıklamıştı.
Kaynak : BRTK