Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi, Deneysel Sağlık Bilimleri Araştırma Enstitüsü, Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti ve KKTC Mikrobiyoloji Platformu iş birliğiyle düzenlenen “14 Mart Tıp Bayramı Resim Sergisi”, Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde sağlık çalışanlarının eserlerini sanatseverlerle buluşturdu.
Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi, 14 Mart Tıp Bayramı’nı sanatla taçlandırdı. Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi akademisyenleri ve sağlık çalışanlarının imzasını taşıyan eserleri bir araya getiren “14 Mart Tıp Bayramı Resim Sergisi” sanatseverlerle buluştu.
Her yıl sağlık çalışanlarının emeğine ve fedakarlıklarına vurgu yapılan Tıp Bayramı, bu yıl sanatsal bir dokunuşla daha da anlam kazandı. Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi, Deneysel Sağlık Bilimleri Araştırma Enstitüsü (DESAM), Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti (TMC) ve KKTC Mikrobiyoloji Platformu iş birliğiyle düzenlenen “14 Mart Tıp Bayramı Resim Sergisi”, Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde açıldı.
Katılımcılara görsel bir şölen sunan sergide; Prof. Dr. Emrah Ruh, Prof. Dr. Emine Koç, Prof. Dr. Mehtap Tiryakioğlu, Prof. Dr. Beyza Ulusoy, Doç. Dr. Cenk Serhan Özverel, Doç. Dr. Ayşe Baha ve Yrd. Doç. Dr. Hülya Arık tarafından hazırlanan 50 eser yer aldı. Karma çalışmalardan oluşan sergide; karakalem, sulu boya, akrilik, kağıt ve tuval üzerine yapılan resimlerin yanı sıra, dijital ortamda hazırlanan eserler de sergilendi. Sağlık çalışanları ve akademisyenler tarafından hazırlanan eserler; tıbbın sadece bilimsel değil, aynı zamanda estetik ve sanatsal bir boyuta da olduğunu gözler önüne serdi.
Yoğun katılımla gerçekleşen sergi açılışında; Yakın Doğu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gamze Mocan ve Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Salih Müjdat Balkan konuştu.
Sağlık çalışanlarının topluma olan çok yönlü katkılarının bir yansıması!
“Tarih, fedakarlıklarıyla bilimi ileriye taşıyan sayısız kahramanla doludur” ifadelerini kullanan Yakın Doğu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, “Bugün burada, bu kahramanların izinde yürüyen sağlık çalışanları ve akademisyenlerin sanatla buluştuğu anlamlı bir etkinlikte bir araya geldik” dedi.
Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, bilimin bazen büyük fedakarlıklar getirdiğini belirterek, Türk hekim ve bilim insanı olan Dr. Hikmet Boran’ı örnek gösterdi. “Bundan tam 105 yıl önce, Dr. Hikmet Boran, 14 Mart Tıp Bayramı’nda bir etkinlikte yer aldıktan sonra Eylül 1919’da Sivas Kongresi’ne katıldı. Orada yaptığı konuşma, Mustafa Kemal Atatürk’ün dikkatini çekti. Ardından bir meslektaşıyla birlikte Ankara Cebeci Hastanesi’ne dönen Dr. Hikmet Boran, tifüs aşısı çalışmalarına başladı. Bu büyük bilim insanları, ilk denek olarak kendi bedenlerini ortaya koydu ve bilim uğruna hayatlarını riske attı” dedi.
Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, “Bugün bizler, bilim uğruna kendini adamış bu kahramanların mirasını yaşatmaya devam ediyoruz. Sanat ve bilimin buluştuğu bu eserler, sağlık çalışanlarının topluma olan çok yönlü katkılarının bir yansımasıdır” dedi.
Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gamze Mocan ise 14 Mart’ın, sadece modern tıbbın başlangıcı olarak değil, aynı zamanda tıbbiyelilerin vatansever duruşunun simgesi olarak tarihe geçtiğini vurguladı. Prof. Dr. Gamze Mocan, “1919 yılında İstanbul’un işgali sırasında, Mekteb-i Tıbbiyye-i Şahane’nin öğrencileri, vatan sevgisini göstermek için bir araya geldi. Bu hareketin öncülerinden biri de Dr. Hikmet Boran’dı. O gün, tıp öğrencileri işgale karşı bir tepki göstermek amacıyla okulun kulelerine Türk bayrağını çekerek bağımsızlık mücadelesine destek verdiler. Bu cesur hareket, tıbbiyelilerin yalnızca sağlık hizmeti veren bireyler değil, aynı zamanda toplumun kaderine duyarlı aydınlar olduğunu gösterdi” ifadelerini kullandı.
“Doktorluk, bazen bir hastanın muayenesinde, bazen zorlu bir ameliyat sırasında, bazen sağlık eğitiminde, bazen de vatanın kurtuluşu mücadelesinde verilen bir savaştır” ifadelerini kullanan Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Salih Müjdat Balkan ise İstiklal Savaşı’nda tıp öğrencilerinin gösterdiği cesaret ve vatan sevgisi, bu mesleğin yalnızca sağlık değil, aynı zamanda fedakarlık ve adanmışlık gerektirdiğini bizlere miras bırakmışlardır. Bizler de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün açtığı akıl ve bilim yolunda ilerleyerek insan hayatına dokunmaya, hastalara şifa olmaya ve her koşulda mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.