Tek millet olmanın en önemli göstergesi TASADA ve KIVANÇTA bir olmaktır.
Beraber gülmek, sevinmek, birlikte üzülmek ağlamaktır…
En zor anlarda dayanışma ve yardımlaşma içinde olmak, en mutlu anlarda birlikte sevinmektir…
Kıbrıs Türk Halkı, iradesi ve istemi dışında Anavatanından koparıldığı 1878’den sonra tek millet olmanın en zor sınavını Türk Kurtuluş Savaşı sırasında verdi.
Kurtuluş Savaşı başladığı zaman birçok Kıbrıs Türkü Kuvayı Milliye’ye katılmak ve Yunan işgaline karşı savaşmak için Anadolu’ya geçti. Kurtuluştan sonra, bunlar içinden Beyaz Şeritli İstiklal Madalyası ile onurlandırılanlar oldu…
Buna imkan bulamayanlar ise adada bağış kampanyaları düzenledi… .
Sadece 1920-1922 arasında geliri Kuvayı Milliye’ye gönderilmek üzere, Baf’ın en ücra köylerinde bile onlarca piyes oynandı, müsamereler yapıldı.
Atını satıp parasını bağış olarak verenler, bileziğini, küpesini, yüzüğünü, bendosunu (beşi bir yerde) bağışlayanlar oldu…
Anadolu’ya gemileri ile, sandallarla gizlice yiyecek, silah, yakıt götürenler ve bu nedenle sömürge yönetimi tarafından tutuklanıp Girne Kalesi zindanlarına atılanlar, mallarına mülklerine el konanlar oldu…
O günlerde yayınlanan SÖZ, DOĞRUYOL, SES, ANKEBUT vb gazete ve dergilerde kurtuluş savaşına destek veren ve halkı da destek vermeye çağıran onlarca yazı yayınlandı…
ATATÜRK YANITSIZ BIRAKMADI
Atatürk bütün bu destek ve yardım faaliyetlerini çok yakından izledi, çok mutlu oldu.
Nitekim kuruluştan sonra Matbuat ve İstihbarat Umum Müdürü (sonraları Basın, Yayın, Enformasyon Genel Müdürlüğü) Ahmet Ağaoğlu vasıtası ile, kurtuluş savaşına verdiği destek için Söz gazetesi sahibi Mehmet Remzi Okan’a teşekkür mektubu gönderdi.
“KIBRIS’TA TÜRK DİLİ SÖNMEMELİDİR” diyerek, SÖZ Gazetesi’nin Almanya’ya sipariş verdiği Latin harfleri hurufatının bedelini ödedi…Söz ve Ses gazetelerine örtülü ödenekten ayda 15 Lira yardım yaptı.
En değerli öğretmenlerini adaya göndererek Kıbrıs Türk gençlerini eğitti. Bu gençlere sınavsız ve burslu olarak diledikleri üniversiteye girme ve Türkiye’de çalışma hakkı tanıdı. (Bu konuda daha fazla bilgiyi “ ATATÜRK DÖNEMİNDE TÜRKİYE-KIBRIS İLİŞKİLERİ” adlı kitabımla “KIBRIS’TA İKİ ULUSAL KONGRE” adlı kitaplarımda bulabilirsiniz)
ANAVATAN HEP YANIMIZDA OLDU
Anavatan da her zor anımızda bizim yanımızda oldu. 1950’den başlayarak büyük bir siyasi mücadele ile bizi 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin iki eşit kurucu ortak Halkından biri statüsüne taşıdı.
TMT’yi yeniden organize ederek en değerli subaylarını gönderdi, silah cephane yolladı ve toplu bir soykırımdan geçirilmemizi önledi.
25 Aralık 1963’de, 7-9 Ağustos 1964’de, 15 Kasım 1967’de savaş uçaklarını göndererek Rum saldırılarını durdurdu. 20 Temmuz 1974’de genç evlatlarını ölüme göndererek ENOSİS’i ve mutlak bir Türk soykırımını önledi. Bize barışı, özgürlüğü, huzuru, güvenliği getirdi, Devletimizi ilk tanıyan ülke oldu.
1963-1974’ün o zor ve karanlık günlerinde yiyeceğimizi, içeceğimizi, maaşlarımızı gönderdi. 1964 ‘den bugüne milyarlarca dolar yardım yaptı, yollarımızı, limanlarımızı, okullarımızı, hastahanelerimizi, barajlarımızı ve tüm alt yapımızı inşa etti, Anamur suyunu adaya getirdi….
Şimdi sıra bizde.
Bugüne dek yaptığımız yardımlara ilaveten, 43 örgütümüzün oluşturduğu Kıbrıs Türk Dayanışma Platformu’nun depremzedeler için inşa edeceği 1000 konutluk MELEKLER KÖYÜ için her türlü katkıyı yapalım. Türk ulusunun kopmaz ve ayrılmaz bir parçası olarak TASADA ve KIVANÇTA bir olduğumuzu yeniden ortaya koyalım.