Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet döneminin kilit şehirlerinden, sembolü çift başlı kartal olan sultan şehir Sivas…
Cumhuriyetimizin temellerinin atıldığı kadim şehir Sivas’ı, Cumhuriyetimizin 100. yılında 100 gazeteciyle birlikte Kasım ayında ziyaret ettik.
Türkiye Gazeteciler Federasyonu’nun “Türkiye Yüzyılı 5. Anadolu Buluşmaları”, Sivas Gazeteciler Cemiyeti’nin ev sahipliğinde, 3-5 Kasım tarihlerinde zengin içerikli programla Sivas’ta yapıldı. Etkinliğe, KKTC ve Azerbaycan’dan da gazeteciler davetliydi. KKTC Dış Basın Birliği’ni temsilen bu güzel ve anmalı etkinliğe ben de katıldım.
Sivas’a, Ercan (Lefkoşa)-Ankara uçuşunun ardından, Ankara’dan Yüksek Hızlı Tren (YHT) ile yaklaşık 2 saatte gittim.
Sivas, daha ilkokul yıllarımda; manda ve himayenin reddedildiği, cumhuriyetin temellerinin atıldığı, Atatürk’ün önderliğinde toplanan Sivas Kongresi ile belleğimde yer etmişti.
Sivas programında, tarihin zaman tüneline girdim. Atalarımızın o günün olağanüstü zor koşullarında verdiği çetin mücadeleyi mekanında andım.
Müze galine getirilen Sivas Kongresi’nin yapıldığı tarihi binayı (Atatürk Kongre Müzesi) gezmek, insanın tüylerini diken diken ediyor.
Sivas Kongresi Delegeleri’nin “Manda”yı tartıştığı genel kurul toplantı salonunu;
“Ya istiklal ya ölüm” parolasının ilk söylendiği salonu;
“Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür bölünemez!!!” kararının alındığı o salonu;
1915’te Sivas Erkek Lisesi öğrencilerinin sınıf tahtasına, “Hocam! Hakkını helal et. Biz Çanakkale’ye şehit olmaya gidiyoruz” diye yazdıkları o okul sınıfını görerek belleğimizi tazeledik. Hepsi de, tarihten silinip yok edilmek istenen Türk Milleti’nin nasıl bir mücadele ile yeniden doğuşunun ve hiçbir zaman esaret altına alınamayacağının capcanlı bellekleriydi.
Ve Sivas deyince Aşık Veysel!
2023, Cumhuriyetimizin 100. yılı.
2023 aynı zamanda, UNESCO Âşık Veysel Yılı.
Atatürk Kongre Müzesi’nde Âşık Veysel için “Dostlar beni hatırlasın” adıyla özel bir bölüm de düzenlenmiş.
Unutmak ne mümkün. Gittiğimiz uzun ince bir yolda, gönül telimize dokunan usta her daim hatırlanacaktır.
“Sivas’a ve ülkeye değer katan bir üniversite”
Program kapsamında protokol ziyaretlerinin dışında, Sivas’ın iki devlet üniversitesi; Sivas Cumhuriyet Üniversitesi ile Bilim ve Tekonoloji Üniversitesi de ziyaret edildi.
Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Kul, 2019’da sıfırdan kurulduğunu belirtti ve “Butik üniversite” olarak nitelediği üniversitenin, özellikle Savunma Sanayi, havacılık ve tarımsal alanlarda ihtisaslaştığını ve optik tasarımda önemli projeler gerçekleştirdiğini anlattı, ASELSAN ile yapılan projelerden örnekler verdi; “Sivas’a ve ülkeye değer katan bir üniversite hedefindeyiz” dedi.
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alim Yıldız da üniversitenin, Cumhuriyetin 50. yılı anısına kurulduğunu ve Türkiye’nin 13. üniversitesi olarak eğitime başladığını anlattı. Rektör Yılmaz, üniversitenin Cumhuriyet adını taşıyan Türkiye’deki tek üniversite olduğunu, 53 bin öğrencinin üniversitede eğitim gördüğünü anlattı.
Tarih ve mekan
Rehber eşliğinde Sivas’ın tarihi ve turistik yerlerini de gezdik, tarihi soluduk.
Ulu Camii, Çifte Minare, Gök Medrese, Şehir Müzesi, Kongre Müzesi ve şehir meydanını gezdik.
Yine, daha önce tarih kitaplarından öğrendiğim Türk mimarisinin ve süsleme sanatının birlikte görülebildiği en önemli yapıtlardan olan Gök Medrese’yi ziyaret ayrı bir heyecan vericiydi.
Hamidiye Millet Bahçesi ve dünyada tek olduğu belirtilen Sivas Savaş Atları Müzesi’ni ziyaret de unutulmaz anlardı.
Hamidiye Millet Bahçesi, tarihi taş yapılardan oluşan yeşil ve mavinin birleştiği sakin, dingin, adeta huzur mekanı.
Hamidiye Millet Bahçesi haline getirilen etkileyici mekan, Osmanlı Padişahı Abdülamit’in, Hamidiye Alayları için at yetiştiren, Anadolu’da kurulan 9 haradan birisiymiş. Açık ve kapalı mekanlardan oluşan bahçenin içinde, Türkiye’de havacılık sanayinin ilk temellerini atan Sivas Divriği doğumlu Nuri Demirağ ile ilgili bölümler, Savaş Atları Müzesi, İlk Adım Anıtı gibi tarihi mekanlar var.
Mustafa Kemal Paşa’nın, milli mücadele öncesi Sivas’a gelişini simgeleyen İlk Adım Anıtı, Atatürk’ün 27 Haziran 1919’da Sivas’a ilk kez gelişinde Sivas Valisi ve Sivaslılar tarafından karşılandığı yere yapılmış.
Sivas’taki Savaş Altları Müzesi’nin, sadece Türkiye’de değil, dünyada tek olduğu bilgisi verildi. Müzede, dünyada atlarla ilgili tarihten günümüze ve atın Türk tarihindeki yeri ve önemine dair hemen her şey var. Gezmesi heyecan verici.
Müzeyi geçen yıl 160 bin kişi ziyaret etmiş, ziyaretçi sayısının bu yıl 200 bine çıkması bekleniyor.
*
Kahvaltıda fırında kelle
Sivas programı sırasında bir sabah, meslek büyüklerim Yılmaz Karaca, Cafer Esendemir, Necmi Işıksal, İsmail Aydın ve Ercihan Çakmak’la birlikte, “fırında kelle” yemeyi deneyimledim. Tavsiye ederim…
Hal Kellecisi’nde sabah kahvaltısını fırında kelle yiyerek yaptık.
Fırını çalıştıran esnaf, sorularımız üzerine, mekanın saat 05-08 arası çalıştığını, saat 8’de kelle kalmadığını, günlük 150 civarında “fırında kelle” sattığını anlattı. Önceden sipariş verilmese bize de kalmayacaktı.
Sivas’ın meşhur “Kalburabastı” tatlısı da enfesti, hafif, lezzetli, yedikçe yeniyor.
Cumhuriyetimizin temellerinin atıldığı Sivas’ta, Cumhuriyetimizin 100. Yılında, Aşık Veysel’in vefatının 50 yılında Sivas’ta bulunmak çok anlamlıydı.
Bu güzel etkinliğe emek veren başta, Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Sayın Yılmaz Karaca’ya, 30’uncu kuruluş yıl dönümünü de kutlayan Sivas Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sayın Hakan Sezerer’e ve ekip arkadaşlarına içtenlikle teşekkür ediyorum.
*
Kıbrıs Barış Harekatı’nı gazeteci olarak takip ederken, Rumların kasti ateşi sonucu yaralanarak şehit olan; Kıbrıs Barış Harekatı’nın tek gazeteci şehidi, mezarı Sivas Hafik Çınarlı köyünde bulunan Sivaslı gazeteci Adem Yavuz’u da rahmet ve minnetle anıyorum, Ruhu şad olsun.
*