Rum yönetimi, elindeki en büyük kazanımın, Aralık 1963’de silah zoru ile işgal ederek, yüzde yüz Rumlardan oluşan bir Rum devletine dönüştürdükleri sözde “ Kıbrıs Cumhuriyeti” olduğunu biliyor.
1960 Anlaşmalarının öngördüğü iki eşit kurucu halktan oluşan Kıbrıs Cumhuriyeti ile hiçbir ilgisi olmayan bu devleti, sözde “meşru Kıbrıs Cumhuriyeti” olarak, Türkiye hariç, tüm Dünyaya kabul ettirmeleri büyük başarıdır.
60 yıldır, bu kazanımlarını Kıbrıs Türk Halkı ile Türkiye’ye de kabul ettirmeye çalışıyorlar… Bu konuda BM, AB, ABD, İngiltere ‘den tam destek alıyorlar…
Bunu başardıklarını an, Kıbrıs sorunu Rum – Yunan milli hedefleri, yani MEGALİ İDEA çerçevesinde çözülmüş olacak….
Tüm silahlı, ekonomik, siyasi saldırılara, insanlık dışı ambargolara, Dünyadan tecrit edilmemize ve emperyalizmin baskılarına karşın, Anavatanın desteği ile direniyoruz. Rum devletini ve egemenliğini reddediyoruz.
Saldırıları püskürtmek ve egemen eşitliği fiilen tesis etmek için, KKTC ‘yi kurduk ve TANINMA için mücadele ediyoruz.
Bu bağlamda, KKTC de bizim en büyük kazanımımızdır…
KARARLILIK LAFTA
Ne acıdır ki, bu en değerli kazanımımızı, Rumların yaptığı gibi, milim taviz vermeden, kararlılıkla savunmuyoruz.
En acı örnek, 2004 Annan Planı referandumudur
Halkın yüzde 65’i sahte vaatlere ve AB havucuna aldanıp, plana EVET diyerek, bağımsız, egemen KKTC’den vazgeçebileceği mesajı verdi.
Bu, içimde çok acı, çok derin, 20 yıldır kanayan bir yaradır.
150 yıllık varoluş mücadelemizde, Liderimiz Denktaş’ı da acılara boğan, kahredici tarihi bir kırılma anıydı.
Ne mutlu ki, şimdi İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM VE TANINMA siyasetine geçtik.
Buna karşın, hala KKTC’nin egemen varlığından taviz anlamına gelen uygulamalar sürüyor.
Onca eleştirimize karşın, bu teslimiyetçi uygulamalar ısrarla düzeltilmeyerek, egemenlik konusunda fazla ısrarlı olmadığımız görüntüsü yaratılıyor…
Oysa Rum yönetimine bakılsa, gasp ettikleri gayrı meşru, sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin egemenliğine gölge düşürecek en ufak bir harekete dahi izin vermedikleri görülecek!
SON ÖRNEK
Avrupa Bilardo Federasyonu, bilardocularımızın “Kuzey Kıbrıs” adı altında, ama KKTC bayrağı ile yarışmalara katılmasına onay veriyor…
Finlandiya’da düzenlenen turnuvada, Rum ve KKTC bilardocuları eşleşti
Ne ki, Rum Dışişleri Bakanlığı ve Rum Bilardo federasyonu, Avrupa Bilardo Şampiyonası’nda Kıbrıslı Türk bilardocu Efe Özkutaylı ile eşleşen Rum sporcu Hristos Meligaliotis’in maça çıkmasını engelledi.
Niye?
Çünkü, “KKTC tanınır, KKTC bayrağı göndere çekilir” korkusu var.
“ Bu, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliğine darbe olur” diyen Rum yönetimi ve Rum Bilardo Federasyonu, Rum bilardocuya, hükmen mağlup ilan edilme pahasına “maça çıkmama” talimatı verdi. O da buna uyunca diskalifiye oldu.
TAKDİR EDİYORUM
Rum yönetiminin gayrı meşru da olsa, egemenliklerine bu denli sahip çıkmalarına ve sporcularının da devletlerinin kararlarına uymalarına imreniyorum.
Bunu KKTC yapsa, federasyoncu muhalefet ve sendikalarla, fonlanan dernekler, “ırkçılar, barış düşmanları” diye saldırarak, Dünyayı ayağa kaldırırdı. Oysa Rum yapınca çıtları çıkmadı!!!
Annan Planı referandumunda da, devletlerine sahip çıkmak için yüzde 75 oranında HAYIR demişlerdi.
Bugüne dek sunulan 16 çözüm planına ve en son, 2017 Crans Montana mutabakatlarına da, devletlerine sahip çıkmak için HAYIR dediler.
Gazimağusa Limanı ile Ercan Hava alanının, uluslararası ulaşıma ve ticarete açılmasına karşılık iadesi önerilen Maraş’ı almayı dahi, “KKTC ‘NİN STATÜSÜ YÜKSELİR, TANINMASINA KAPI AÇILIR “ diye defalarca reddettiler…
İşgalleri altındaki gayrı meşru Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliğini zayıflata…
