21 Aralık 1963 gecesi, AKRİTAS Soykırım Planı çerçevesinde, ENOSİS/SOYKIRIM amaçlı Rum saldırıları başladı. İnsanlık adına utanç verici bu saldırılar, askeri, siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel boyutta tam 11 yıl boyunca, ta 1974 Barış Harekatı’na kadar sürdü…
103 köyümüz işgal edildi, (30 köyü de 1958’de terk etmek zorunda kaldık, toplam 133 köy ) malımız mülkümüz yağmalandı ve bugüne dek, tam 60 yıldır Rumlar tarafından kullanılıyor…
Kurucu eşit ortağı olduğumuz devletten silah zoru ile atıldık, bütçeden dışlandık. Memurlar işlerini kaybettiler, maaşlarını alamadılar.. Ortaklık devletine yapılan dış yardımlardan payımıza düşeni de alamadık…
Türk Halkını Rum egemenliği altına sokmayı amaçlayan bu saldırılar, ambargolar ve tecrit, siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel boyutlarda, ulaşımda, iletişimde, sporda, özetle yaşamın tüm alanlarında, hala tüm yoğunluğuyla sürüyor…
Bu durum bize, görüşmelerde tazminat talep etme hakkı veren büyük ekonomik zararlar veriyor…
Bu kayıplarımızın maddi boyutu, üniversitelerimizin bilimsel bir çalışması ile saptanmalıdır.
İlaveten Rum saldırılarında şehit edilen ve yaralanan, sakat kalan binlerce insanımız için talep etmemiz gereken tazminatlar da bilimsel çalışmalarla saptanmalıdır.
ORTEGA RAPORU
Kıbrıs Türk Halkının adanın %3’ünde kuşatıldığı bu 11 yıllık karanlık dönem, daha sonra BM’nin görevlendirdiği uzmanlar tarafından adada yapılan saha çalışmaları sonucu, “ORTEGA RAPORU” adıyla belgelenmiş ve BM Güvenlik Konseyi’ne sunulmuştur…
Bu raporda, yakılıp yıkılan Türk köylerinin fotoğrafları, kaç evin yakıldığı ve tahrip edildiği, kaç evin yağmalandığı, kaç hayvanın çalındığı veya yok edildiği, ne kadar taşınır malın yağmalandığı tek tek belgelenmiştir…
TAZMİNAT HAKKIMIZ dahil, meşru hak ve çıkarlarımızın savunulması açısından çok çok önemli olan 500 sayfalık bu rapor, TMT Mücahitler Derneği tarafından kitap olarak yayınlanmıştır.
Yapılması gereken bu kitabın başta, BM, AB ve AİHM olmak üzere, tüm karar merkezlerine yaygın şekilde dağıtılmasıdır, çözüm masasının baş konusu haline getirilmesidir.
UNFICYP RAPORLARI
Yine aynı şekilde, o dönem BM Genel Sekreteri tarafından her ay Güvenlik Konseyi’ne sunulan ve Türk halkına yapılan saldırıları, insanlık dışı uygulamaları, tecridi ve 20 bin işgalci Yunan askerinin adaya gizlice nasıl çıkarıldığını günü gününe belgeleyen raporlar da arşivlerden bulunarak, orijinal İngilizcesi ile bir kitap şekline getirilmeli ve başta BM, AB ve AİHM olmak üzere ilgili tüm ülkelere dağıtılmalıdır…( Bu raporlardan birçok alıntı, ‘1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Doğuşu-Çöküşü ve Unutulan Yıllar’ adlı kitabımda yer almaktadır )
Bu raporlar adada görevli olan BM Barış Gücü (UNFICYP)’ in sahada yaptığı istihbarat ve gözlemlerinden oluşmaktadır. Dolayısı ile, tarihe ışık tutan çok güvenilir raporlardır
Kıbrıs sorununun, Rumların iddia ettiği gibi, 1974’de başlayan bir “saldırı ve işgal sorunu” olmadığı ve Rum yönetimi ile adaya gizlice 20 bin asker ve tonlarca silah yığarak saldırılara fiilen katılan Yunanistan’dan tazminat hakkımızın bulunduğu bu belgelerle çok kolay kanıtlanabilir.
Mülk sorununun da aynı şekilde 1974’de, sözüm ona “Türk işgali” ile başlamadığı, taşınır-taşınmaz mal tazminatı, manevi tazminat, kullanım kaybı tazminatı ve SAVAŞ TAZMİNATI söz konusu ise, bu tazminatları asıl hak edenin Türk halkı olduğu ve hesaplamaların da, 21 Aralık 1963’den itibaren yapılması gerektiği, daha güzel nasıl anlatılabilir?
Yine aynı şekilde iki devletli çözüm tezimizi ve Türkiye’nin garantörlüğünü, ORTEGA RAPORU ile BM Genel Sekreterlerinin 1964-1968 UNFICYP raporlarını ortaya koyarak, çok daha ikna edici şekilde savunabiliriz…
BAŞKA BELGELER DE VAR
1964-65 yıllarında, evleri yakılıp yıkılan ve göçe zorlanan Türkler, imzalı beyanları ile uğradıkları zarar ziyanı, yağmalanan taşınır-taşınmaz mallarını madde madde yönetime bildirmişlerdi. …Bu beyanlar devletin arşivinde vardır.
1974’de Güneyden Kuzey’e geçen onbinlerce göçmen, İngiliz üs bölgesinde arabalarını, traktörlerini ve av tüfeklerine kadar birçok eşyalarını bırakmak zorunda kalmışlardır….Bunlar da listelenmiş ve İngiliz yetkililere verilmiştir…Listeler Cumhurbaşkanlığı arşivinde vardır…
İlaveten, Mustafa Haşim Altan’ın Osmanlı arşivlerinden orijinal belgelerle kitaplaştırdığı, 1878’den bu yana gasp edilen Sultan ve Vakıf Malları vardır.
SULTAN MALLARI, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Hazinesine intikal ettiği için, bizzat Türkiye bu konunun takipçisi olmalıdır
RESMİ POLİTİKA OLMALI
Bunca orijinal belgeye karşın, tazminat taleplerimiz, Rumlar ve yabancılarla görüşmelerde resmen niye gündeme getirilmiyor?
Devlet-Üniversiteler işbirliği ile tazminat haklarımız konusunda niye bilimsel bir çalışma yapılmıyor?
Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK) yüzlerce Rum’a milyonlarca dolar ( bugüne dek yaklaşık 500 milyon dolar ödendi) tazminat öderken, Türk Halkının BM raporlarıyla da belgelenen zarar ziyanlarının ve can kayıplarının tazminatları niye talep edilmiyor?
Tazminat haklarımız konusunda gerekenleri yapmak, Cumhurbaşkanlığının, Meclis’in, hükümetin ve Dışişleri Bakanlığı’nın görevidir.
Bu konuda bir an önce resmi bir devlet politikası belirlenmeli, yapılacaklar için bir görev listesi hazırlanarak iş bölümü yapılmalı ve uygulamaya geçilmelidir