Salı, Mayıs 27, 2025
Google search engine
Ana SayfaKıbrısMeclis’te ekonomi ve itibari paranın ülkeye getirilmesi konuşuldu

Meclis’te ekonomi ve itibari paranın ülkeye getirilmesi konuşuldu

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’ndaki güncel konuşmalarda ekonomi, turizm ve yurt dışında bulunan itibari paranın ekonomiye kazandırılmasına ilişkin yasal düzenleme el alındı.

Demokrat Parti (DP) Milletvekili Serhat Akpınar, KKTC ekonomisinin yapısal olarak kapalı ekonomi niteliği taşıdığına işaret ederek, ülkede dış ticaret bağımlılığı yüksek, üretim çeşitliliği sınırlı bir sistem olduğunu ifade etti.

Akpınar, ekonominin taşıyıcısı olan üç ana sektörün turizm, inşaat ve yükseköğretime işaret ederek, “KKTC için bu 3 sektör haricinde ekonomik çeşitlilik için başarı gösterilemedi.” dedi.

Yıllar içinde kamu sektörünün gelişim gösterdiğini belirten Akpınar, kamu ve özel sektörünün rekabet içinde olduğunu ve kazananın kamu sektörü olduğunu belirtti. Serhat Akpınar, özel sektörde yeri doldurulamaz iş gücü kayıpları yaşandığına da işaret ederek, bunu “KKTC’nin üzücü bir gerçeği” diye niteledi.

Akpınar, kapalı ekonomilerde tüketiciyi koruyacak rekabetçi politikaların uygulanmasının da ciddi bir sorun olduğunu ifade ederek, bunun ülke insanına enflasyon olarak yansıdığını, yansımaya da devam edeceğini dile getirdi.

Kıbrıs Türk halkının beka meselesinin her zaman siyasi eşitlik olduğunu ve Cumhurbaşkanları tarafından bunun her zaman savunulduğunu kaydeden Akpınar, buna ekonomik kalkınmanın da eklenmesi gerektiğini belirtti ve hellim üzerinden örnekler verdi.

Ülkede eşi benzeri görülmemiş bir pahalılık ve enflasyon olduğunu ancak bu noktada özel sektörün yeteri kadar desteklenmediği görüşünü paylaşan Akpınar, eğitim sektörünün yaşadığı sıkıntılara değindi. Akpınar, Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖDAK’ın çağdaş bir vizyon üretmediği takdirde bu sektörün çökeceğini belirtti. Tüm paydaşların bir araya gelerek, bir reform başlatılması gerektiğini ifade eden Akpınar, öğrencilere yönelik vize uygulamalarına ilişkin de eleştirilerde bulundu. Akpınar, bu gibi uygulamaların yükseköğretim alanının yok oluşuna neden olabileceği uyarısı yaptı.

Akpınar, küçük işletmelerin güçlerini birleştirmesinin ekonomiye olan katkılarına dikkat çekti.

– Dinçyürek

DP Milletvekili Akpınar’ın ardından, Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek, CTP Milletvekili Devrim Barçın’ın ilaç ihaleleri hakkındaki konuşmasına yönelik söz aldı. Bakan Dinçyürek, o sırada dışarıya çıkmak durumunda kaldığı için şimdi söz alabildiğini kaydetti.

Dinçyürek, ilaç ihalesine 1200 kalemin üzerinde çıkıldığını ve 70 ecza deposunun iştirakiyle oluşturulan stratejide önceliği yerel ecza depolarına, bulunamayan ilaçların ise Türkiye’den getirilmesi üzerine kurulduğunu kaydetti. Dinçyürek, az sayıda kalemin ise İngiltere’den getirildiğine işaret ederek, bunlar için 70 firma yerine 4-5 firmanın ilgilenip teklif attığını belirtti.

Barçın’ın ihaleye ilişkin “eksik tanımlamalar yapıldığı” iddialarının araştırıldığını ifade eden Dinçyürek, daha önceki yıllardaki ihalelerle de hastaların ilaca erişiminin engellenmemesi adına ihalenin devamı kararı alındığını hatırlattı.

İhalede herhangi bir firmanın rekabet şansının ortadan kaldırıldığına yönelik bir şikayetin kendilerine ulaşmadığını, ulaşsaydı ihalenin iptal olacağını ifade eden Dinçyürek, bunun Merkez İhale Komisyonu ve hukuki çevrelerle de görüşülerek, ihalenin devamı kararı alındığını belirtti.

Hakan Dinçyürek, yapılan uyarıları dikkate alarak, herhangi bir çelişki ya da mağduriyetin oluşmaması ve bundan sonra hiçbir ihalede benzer olayların yaşanmaması adına gerekli tedbirleri aldıklarını kaydetti.

Miktarın azaltılması konusunun da hukukçularla görüşüldüğünü belirten Dinçyürek, Türkiye’den hibe olarak gelen ilaçlardan dolayı ihalelerde ilaç miktarını azalttıklarını belirtti. Dinçyürek, şeffaf ve hesap verebilir bir şekilde çalıştıklarını dile getirdi.

Dinçyürek, Frisium isimli ilaca erişime ilişkin sıkıntılara yönelik soruyu cevabında, söz konusu ilacın İlaç Eczacılık Dairesi üzerinden yurtdışında ihale edildiğini ancak Güney Kıbrıs’ın, ilacı üreten fabrikaya tedarikçi ecza deposunun Kıbrıs Cumhuriyeti’ne bağlı olmadığını ve “kaçak” olduğunu söylemesiyle, ilacın KKTC’ye gönderilmesinin engellediğini ifade etti.

Hakan Dinçyürek, ilacın sağlanması için bazı çözüm yolları geliştirdiklerini dile getirdi ancak kürsüde bunları anlatmak istemediğini kaydetti. Dinçyürek, konunun siyasi olduğuna dikkati çekerek, “İlaca erişimimizi engellemeye çalışan bir zihniyetle karşı karşıyayız.” dedi.

CTP Milletvekili Sıla Usar İncirli’nin Cumhurbaşkanlığı altında çalışan İki Toplumlu Sağlık Komitesi’nde konunun konuşulup konuşulmadığı sorusu üzerine Dinçyürek, “Her yolu denedik. Denemeye de devam ediyoruz. Komite üzerinden de bu ilacın tedariği için girişimde bulunduk. Olumsuz yanıt aldık” dedi.

– Özuslu

CTP Milletvekili Sami Özuslu ise “Ekonomi nereye?” başlıklı bir konuşma yaptı. Özuslu, konuşmasında, Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın 2023 yılı turizm verilerini paylaşarak, hava ve deniz limanlarından ülkeye giren 1,8 milyon kişinin 1,5 milyonunun Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğunu kaydetti. Özuslu, kara geçiş noktalarından geçen 5,2 milyon insanın ise 3,6 milyonunun Rum, kalanının ise diğer ülke vatandaşları olduğunu belirtti.

Özuslu, “Turizmde, iddia edildiği gibi, işler iyiye gitmiyor.” diyerek, Otelciler Birliği’nin küçük ölçekli otellerin el değiştirdiğini ya da kapandığını açıkladığını belirtti.

Güney Kıbrıs’ın turizm verilerinin her yıl rekor olarak açıklanmaya devam edildiğine dikkati çeken Özuslu, Kuzey’de ise turizmin kumar odaklı olduğunu savundu. Özuslu, agroturizm gibi turizm alanlarının çeşitlendirilmesinin önemini vurguladı.

Yükseköğrenimde yaşanan sıkıntılar nedeniyle yükseköğrenim kaynaklı ekonomik gelirlerin de düşüşte olduğunu savunan Özuslu, özellikle birçok kuruma izin verilmesi ve belli başlı kesimler tarafından “insan ticareti” gibi konularda istismar edilmesiyle, eğitim kurumlarına gelen öğrenci sayısında azalış olduğunu ve “kurunun yanında yaşın da yandığını” kaydetti.

İnşaat sektörüne de değinen Özuslu, CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman’ın dün da ifade ettiği gibi, inşaatlaşma furyasının hukuki ve siyasi birçok sıkıntılara neden olduğunu savunarak, Cumhurbaşkanlığını ciddi önlemler almaya davet etti. Özuslu, “taksim politikasının sürdürülmesinin ekonomiye getireceği zararların bununla kalmayacağını” ileri sürdü.

Enflasyon rakamlarını paylaşan Özuslu, kirası 300 sterlin olan bir kişinin, ocak ayında 13 bin 140 TL öderken şimdi 15 bin 600 TL ödediğine kaydetti. Özuslu, aynı şekilde, ocak ayında 1040 euro’ya denk gelen asgari ücretin bugün 853 euro’ya düştüğünü belirtti.

İlgilenilmesi gerekenin ülkedeki dar gelirli kesimler ve asgari ücretliler olduğunu söyleyerek, bunun yapılmadığı bir yerde sosyal devletin var olamayacağını kaydeden Özuslu, “hükümet ne yapıyor?” diye sordu.

– Amcaoğlu

Milletvekili Özuslu’nun ardından söz alan Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu, hizmet sektörüne bağlı olan ülkede, diğer ada ülkelerinde olduğu gibi, ekonominin kırılgan olduğunu belirterek, Yeni Ercan Havalimanı’yla yolcu hacminde ve uçak sayısında kısa sürede meydana gelen artışa vurgu yaptı.

Amcaoğlu, 2024’de, 2023’e göre yüzde 16 eksilmeyle 2 milyon 960 bin Rum vatandaşının Kuzey’e geçtiğini kaydetti. Amcaoğlu, “Pandemiden sonra geçen bir milyonluk nüfus ekonomik anlamda bir sinerji yaratmamış olsaydı, KKTC küçülme ve ekonomik daralmayla yüz yüze gelecekti.” dedi.

Olgun Amcaoğlu, 2025 yılının tehlikeli olduğunu ve 2026 yılının ikinci çeyreğine kadar çok dikkatli olunması gerektiğini kaydederek, ülkede dijitalleşmenin sağlanmasının ve yatırımcı ortamının iyileştirilmesi gerektiğini belirtti. Bakanlık olarak bu konuda çalışmalarını sürdürdüklerini ifade eden Amcaoğlu, akaryakıtta hareketin izlenebilir olduğunu hatırlatarak, teknoloji olmadan kayıt dışılıktan bahsedilemeyeceğini belirtti.

Kapatılan işletmelerin her zaman olacağını söyleyen Amcaoğlu, bunun yanında artan çalışan sayısına dikkati çekti. Amcaoğlu, turizmin kumar odaklı olduğuna dair iddiaların doğru olmadığını kaydederek, son verilere göre 2 milyon turistin sadece yüzde 9,9’unun kumar için geldiğini söyledi.

Enflasyon oranlarındaki endişeleri haklı bulan Amcaoğlu, sektörel bazda asgari ücretin belirlenmesinin gerekliliğine dikkati çekti. Amcaoğlu, homojen hayat pahalılığı yaratılmasından vazgeçilmesi gerektiğini kaydetti.

– İtibari paraların ekonomiye kazandırılması

Amcaoğlu’nun konuşması sırasında CTP Milletvekili Özuslu, yerinden söz alarak, “yurtdışındaki kayıt dışı paraların nakit olarak ülkeye getirilmesine ilişkin” bir yasa tasarısının görüşüldüğünü hatırlattı. Özuslu, Maliye Bakanı’nın bu yasayla ülkeye gelecek para miktarına ilişkin açıklamalarını hatırlatarak, bununla ilgili kendilerinde soru işareti olup olmadığını sordu.

Amcaoğlu, yasa tasarısına Bakanlar Kurulu’nda onay verdiğini ancak tereddütlerini ifade ettiğini ve henüz ham olan tasarıyı komite çalışmasında konuşacaklarını söyledi.

Ülkede finansman açığının giderilmesinin şart olduğunu belirten Amcaoğlu, Maliye Bakanı Özdemir Berova’nın ekonomiye kazandırılacağını söylediği paranın tahmini rakamlar olduğunu ifade etti. Amcaoğlu, “kayıt dışı”nın “kontrol dışı” anlamına geldiğinden rakamın bilinemeyeceğine dikkati çekti.

Amcaoğlu, kontrollerin ciddi bir şekilde yapıldığı sürece, tasarının uygulanabilir olduğunu dile getirdi. Nakit paranın da bankalar aracılığıyla bilançolara geçirilmesi halinde bir sıkıntının oluşmayacağını söyleyen Amcaoğlu, bunun “çantalarda para getirilmesi” anlamına gelmediğini kaydetti.

CTP Milletvekili Fikri Toros da, ülkenin finans ağının Türkiye’ye bağlı olduğuna dikkati çekerek, Türkiye’nin Mali Eylem Görev Gücü Gri Listesi’nden çıkabilmesi için KKTC’ye bazı yükümlülükler getirildiğini hatırlattı. Söz konusu yasa tasarısının Türkiye’nin tekrardan bu listeye girmesine neden olabileceğini savunan Toros, uygulamanın “gelen paranın yüzde üç vergiyle aklanması” anlamına geldiğini ileri sürdü.

Ülkedeki şirketlerin yüzde 23,5 kurumlar ve gelir vergisine tabi olduğunu anımsatan Toros, havale yoluyla gelecek söz konusu paralara bu şekilde yüzde üç vergi konulmasının adaletsizlik yaratacağını savundu. Amcaoğlu da, söz konusu tasarının ülkede ve KKTC’deki bankacılık sistemlerine zarar vermeyecek şekilde yürütülmesinin sağlanacağını kaydetti. Amcaoğlu, finansman açığının giderilmesi için belli dönemlerde tavizlerin verilebileceğini söyleyerek, “Bugün yüzde 3’le gelecek olan kaynak gelecek yılın yüzde 23’le çalışan işletmesi olacaktır.” dedi. Amcaoğlu, sistemin doğru kurulması ve sağlıklı yönetilmesinin öneminin altını çizdi.

CTP Milletvekili Erkut Şahali de, yasa tasarısında açık biçimde “paranın banka yoluyla gelmeyeceği” ve “geldikten sonra beyan edileceği ancak menşeinin sorgulanmayacağı” ifadelerinin yer aldığını kaydederek, bankacılık sisteminde gelebilecek paranın bu tasarıya neden ihtiyaç duyacağını sordu. Bakan Amcaoğlu ise, bu konudaki ayrıntıların komitede tartışılacağını vurguladı.

Milletvekili Özuslu ise, Amcaoğlu’nun yasanın detaylarına hakim olmadığını ileri sürerek, söz konusu yasanın Bakanlar Kurulu’nda yeniden tartışılması gerektiği görüşünü paylaştı ve bu yasanın henüz “ham olmasını” eleştirdi.

Konuya ilişkin son olarak söz alan Meclis Başkan Yardımcısı Fazilet Özdenefe, ülkenin bankacılık sistemini etkileyecek bir yasanın Bakanlar Kurulu’ndan bu kadar ham ve mutlak hem fikirler olmadan komiteye gelmesini sorguladı. Komitenin yasaları sıfırdan yapma yeri olmadığını belirten Özdenefe, “Bu kadar ham mevzuatın altından kalkılması zor, hatalar yapılıyor.” dedi.

Kaynak : BRTK

RELATED ARTICLES

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Advertisment -spot_imgspot_imgspot_imgspot_img

Most Popular

Recent Comments