Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), Milli Eğitim Bakanlığı’nın disiplin tüzüğü değişikliğiyle, okullarda başörtüsü kullanımına ilişkin yeni bir düzenleme getirmesinin kabul edilemez olduğunu belirterek, bunun hukuksuz bir süreçle yapıldığı, laiklik ilkesine aykırı olduğu ve çocuk hakları açısından sorun yarattığı görüşünü ifade etti.
Değişikliğin derhal geri çekilmesini isteyen KTÖS; “Eğer Eğitim Bakanlığı bu tavrını sürdürürse, eğitim sendikaları ile birlikte her türlü hukuki ve sendikal mücadeleyi başlatacağımızı kamuoyuna duyururuz” dedi.
-“Eğitim hukukun üstünlüğü, laiklik ve bilimsel ilkeler temelinde şekillendirilmeli”
KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş yazılı açıklamasında, eğitimin hukukun üstünlüğü, laiklik ve bilimsel ilkeler temelinde şekillendirilmesi gereken bir kamusal hizmet olduğunu vurguladı. Maviş, ancak Eğitim Bakanlığı’nın düzenlemeyi “hukuku ve demokratik süreçleri yok sayarak yaptığını ve bunun yöntemiyle de kabul edilemez olduğunu” belirtti.
-“Eğitim sistemi Teknik Kurul ve Yüksek Danışma Kurulu’nun gözetiminde yönetilmek zorundadır”
Ülkedeki eğitim sisteminin, Öğretmenler Yasası uyarınca kurulan Teknik Kurul ve Yüksek Danışma Kurulu’nun gözetiminde yönetilmek zorunda olduğunu belirten Maviş, “Eğitimle ilgili tüm yasa, tüzük ve yönetmelik değişiklikleri, Teknik Kurul’un onayından geçmelidir. Bakanlık, eğitim politikalarını keyfi bir şekilde belirleyemez” dedi. Maviş, değişikliğin sendikalar ve diğer eğitim paydaşlarının görüşü alınmadan yapıldığına da dikkat çekerek değişikliğin geçersiz olduğunu savundu.
-“Laiklik ilkesine aykırı”
Düzenlemenin laiklik ilkesine aykırı olduğunu kaydeden Maviş, “Anayasa’nın 1. maddesi açıktır. Devletin dini yoktur, laik bir cumhuriyettir. Devletin laik yapısı, eğitim sisteminde hiçbir dini yönlendirmenin veya dini sembollerin kurumsal düzeyde teşvik edilmemesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Okullar, bireysel dini inançlara mesafeli olmalıdır ve devlet eliyle yapılan düzenlemeler de eğitimi dini referanslarla yönetme riskini doğurmamalıdır” ifadelerini kullandı.
-“Çocuk hakları açısından da sorunlu”
Disiplin tüzüğü değişikliğini “çocuk hakları açısından da sorunlu” olarak değerlendiren Maviş, şunları kaydetti:
“Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre, çocukların özgür iradeleri ile karar alabilmeleri sağlanmalıdır.
Bu düzenleme, çocukları dini kimlikler üzerinden bir ayrışmaya sürükleyebilecek, toplumsal baskıları artırabilecek bir nitelik taşımaktadır. Bireysel özgürlüklerle ilgili kararlar, pedagojik, bilimsel ve çocuk haklarına dayalı bir çerçevede ele alınmalıdır. Bu düzenleme çocukların özgür iradesine dayalı bir hak değil, onların erken yaşta belirli kalıplara zorlanmasının önünü açabilecek bir karar olarak görülmelidir.”
“Olgunluk çağına gelmiş her çocuğun ve öğretmenin inanç veya kılık kıyafet özgürlüğünü savunacağımız gibi öğrencilerin ve öğretmenlerin yaşam tarzına müdahale edilmesine, eğitimde dini veya ideolojik yönlendirmeye karşı birlik ve bütünlük içinde mücadele edeceğiz” diyen Maviş, tarafsızlık ve yansızlık ilkesinin olmazsa olmazları olduğunu kaydetti.
-“Toplumsal değerler ve yasalar…”
Toplumsal değerlerinin ve yasaların din ve vicdan özgürlüğünü dikkate aldığını, hoşgörü çerçevesinde kişilerin inanç ve ibadetlerini yerine getirmesini fırsat tanıdığını vurgulayan Maviş, “Farklı kültürlerden gelen öğrencilerimiz dil, din, ırk, siyasal düşünce, felsefi inanç ve mezhep ayırımı yapmadan ve taraf tutmadan eğitim sistemi içerisinde okullarda eşitlenmektedirler. Öğretmenlerimiz bu eşitliği bozmayacak ve kapsayıcı bir tavırla sorumluluklarını yerine getireceklerdir. Bu noktada öğretmenlerimizin yansızlık ödevine bağlı olarak görevini ifa edeceğine güvenimiz tamdır” dedi.
Bu tür tartışmaların ülkeyi bölme, kaosa sürükleme, cepheleştirme, vatandaşları ötekileştirme ve ayrımcılığa maruz bırakma riski taşıdığının dikkate alınması gerektiğini kaydeden Maviş, bu tartışmaların dini ekonomik ve siyasi bir örgütlenme aracı olarak kullanılmasına müsaade etmeyeceklerini kaydetti.
-“Işığımız Atatürk’tür…”
“Işığımız Atatürk’tür” vurgusu yapan Maviş, “Okullar bizimdir, neferi öğretmendir, ışığımız Atatürk’tür. Son sözü öğretmen söyleyecek. Hiçbir kural veya tüzük öğretmenin yansızlık ödevinden üstün değildir. Hiçbir talep çocuklar arasında ayrımcılık veya ayrıcalık yaratamaz, meşru değildir” ifadelerini kullandı.
Kaynak : BRTK