Cuma, Kasım 22, 2024
Google search engine
Ana SayfaKıbrısKıbrıs Türk Aydınları Self Determinasyon Hareketi

Kıbrıs Türk Aydınları Self Determinasyon Hareketi

27 Eylül 1989’da, KKTC’nin tanınması için çalışma yapmak üzere bir gurup gazeteci ve yazar olarak “Kıbrıs Türk Aydınları Self Determinasyon Hareketi”ni kurmuştuk
Hareketi kurma düşüncesini geliştiren ve taslak bildirgeyi hazırlayan bendim.

Önce Ahmet Okan ile konuşup birlikte hareket etme kararı aldık. Bildirge üzerinde çalışarak son şeklini verdik.

Ardından farklı siyasi görüşlere sahip aydınlarla konuşarak hazırladığımız BİLDİRGEYİ onaylarına sunduk… Sonuçta hareketin yürütme kurulu şöyle oluştu:

– SABAHATTİN İSMAİL, AHMET OKAN, ERGİN BİRİNCİ, AKAY CEMAL, Av. AYDIN KALFAOĞLU, ŞENER LEVENT

Yürütme kurulunu oluşturduktan sonra BİLDİRGEYİ imzaya açtık. Kısa sürede 200 aydın tarafından imzalanan bildirgeyi, BM Genel Sekreteri ve Güvenlik Konseyi üyelerine bir muhtıra şeklinde gönderdik. Küçük bir broşür haline getirilerek binlerce adet bastık ve halka dağıttık.

27 Eylül 1989’da Saray Hotel’de bir basın toplantısı düzenleyerek amacımızı açıkladık ve bildirgeyi kamuoyuna duyurduk.. 28 Eylül 1989 tarihli Halkın Sesi Gazetesi basın toplantısını fotoğraflı olarak manşetinde duyurdu.

TANINMAYI SAVUNDUK

Basın toplantısında vurguladığımız ve Halkın Sesi manşetinde de yer alan görüşümüz şöyleydi:

– “Kıbrıs’ta federasyon, konfederasyon, Cumhuriyetler Birliği veya bir başka anlaşma biçimi, ancak KKTC’NİN DİĞER DEVLETLER TARAFINDAN TANINDIĞI, DÜNYA DEVLETLERİ ARASINDA SAYGIN YERİNİ ALDIĞI VE EKONOMİK BAKIMDAN GÜNEY KIBRIS SEVİYESİNE GELDİĞİ ZAMAN SÖZ KONUSU OLMALIDIR…. EKONOMİK VE SİYASİ EŞİTLİK OLUŞMADAN VARILACAK HER UZLAŞMA, TÜRK HALKINI RUM SERMAYESİNİN EGEMENLİĞİ ALTINA SOKMAK, HALKIMIZI AZINLIK STATÜSÜNE DÜŞÜRMEK, SİYASAL VE KÜLTÜREL KİMLİĞİMİZİ YİTİRMEK SONUCUNU DOĞURACAKTIR”

Bildirgede vurgulanan temel tezimiz ise şöyleydi:
– KIBRIS’TA SELF-DETERMİNASYON VE AYRI DEVLET KURMA HAKKINA SAHİP İKİ EŞİT HALK VARDIR. KKTC, SELF-DETERMİNASYON HAKKIMIZA DAYANARAK KURULMUŞTUR. O NEDENLE MUTLAKA TANINMASI GEREKMEKTEDİR. TANINMA EŞİTLİK GEREĞİDİR VE TANINMA OLMADAN GÖRÜŞME YAPILMAMALIDIR

Hareketi kurduktan sonra, Cumhurbaşkanı Denktaş ile görüşerek bilgi verdik, ondan destek ve takdir aldık. Farklı siyasi görüşlere sahip aydınların, KKTC’yi savunmak ve TANINMA için çalışmak amacıyla biraraya gelmesi O’nu çok mutlu etmişti.

ANKARA DAVETİ

Anavatan Büyükelçisi Ertuğrul Kumcuoğlu ve müsteşarı Ertuğrul Apakan’ın da kurduğumuz Harekete büyük desteği vardı ve durumu Ankara’ya bildirmişlerdi. Bir süre sonra, TC Dışişleri Bakanlığı, Büyükelçilik üzerinden bizi Ankara’ya davet etti. Ben, Ahmet Okan, Şener Levent, Ergin Birinci ve Akay Cemal’den oluşan heyet, Ankara’da devlet misafiri olarak ağırlandı.

Dışişleri Bakanlığı’nın organizasyonu ile TRT’de açık oturum, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nde basın toplantısı yaptık. Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı, aralarında Erdal İnönü ve Süleyman Demirel’in de bulunduğu siyasi parti liderleri ve Gazeteciler Cemiyeti ile görüştük. Bu temaslarda vurguladığımız şuydu:

– KKTC TANINMADAN, EŞİT STATÜMÜZ KABUL EDİLMEDEN HİÇBİR GÖRÜŞME YAPILMAMALIDIR.

Dışişleri Bakanlığı’nda bize destek verip davet edenler Kıbrıs sevdalısı DİB’lığı müsteşarı rahmetli Büyükelçi Korkmaz Haktanır ile Kıbrıs Masası Başkanı Büyükelçi Duray Polat idi. İkisini de yakından tanıyordum ve sürekli temasım vardı. Cumhurbaşkanı Denktaş ile birlikte, “SİYASİ EŞİTLİK “ ilkesini BM kararları içine koymak ve BM parametresi haline getirmek için büyük mücadele veriyorlardı. Kıbrıs Türk Aydınları Self Determinasyon Hareketi de bu mücadeleye katkıda bulunmaktaydı. Neticede bu mücadelemiz sonuç verdi ve 12 Mart 1990 tarihli 649 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararına ilk kez SİYASİ EŞİTLİK kavramı girerek çözümün temel parametresi haline geldi.

SSCB GEZİSİ

TC Dışişleri Bakanlığı bu karardan 3 ay önce, lobi yapmak üzere, bu kez bizi BMGK üyesi Sovyetler Birliği’ne gönderdi. Kıbrıs Türk Aydınları Self Determinasyon Hareketi ve Ahmet Gazioğlu’nun sahibi olduğu Kıbrıs Araştırma ve Yayın Merkezi olarak, Dışişleri Bakanlığı ve Novosti Press Ajansı’nın organizasyonu ile Sovyetler Birliği’ne gittik.

Gezinin tüm giderleri yine TC Dışişleri Bakanlığı tarafından karşılandı. 14 Ocak 1990’da başlayıp 29 ocak 1990’da biten 15 günlük temaslara katılan heyette, ben, AHMET OKAN, AHMET GAZİOĞLU, HARİD FEDAİ ve ŞENER LEVENT vardı.

Rusça bildiği ve üniversiteyi Moskova’da okuduğu için hareketin sözcülüğünü ŞENER LEVENT yapmıştı. Bu temaslarda Moskova’da, Sovyetler Birliği Komünist Partisi, Resmi Novosti Press Ajansı, SSCB Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Kremlin’de SSCB hiyerarşisinde 3 numara olan SSCB Uluslar Meclisi Başkanı Refik Nişanov, Sovyet Gazeteciler Birliği, Azerbaycan Moskova Temsilciliği, Sovyet-Kıbrıs Dostluk Cemiyeti, Litvanya Komünist Partisi, Litvanya Gazeteciler Cemiyeti, Özbekistan Komünist Partisi yetkilileri, Özbekistan Yazarlar Birliği, Özbekistan Gazeteciler Cemiyeti yetkilileri ve SSCB Müslümanları DİNİ BAŞKANLIĞI ile görüştük

Bu görüşmelerde sözcümüz ŞENER LEVENT, Rusça konuşarak “ADADA İKİ EŞİT HALK OLDUĞUNU, KKTC’NİN, KIBRIS TÜRK HALKININ SELF-DETERMİNASYON HAKKINA DAYANARAK KURULDUĞUNU VE SSCB TARAFINDAN TANINMASI GEREKTİĞİNİ” vurguladı. ŞENER LEVENT, bizlerin konuşmalarını da Rusça’ya tercüme etti.

15 gün süren bu temasları, daha sonra “BİR UÇTAN BİR UCA- GEZİ NOTLARI” adlı kitabımda detaylı anlattım. Dileyen detayları oradan okuyabilir

GURURLUYUM

KIBRIS TÜRK AYDINLARI SELF-DETERMİNASYON HAREKETİ olarak ilk kez, 34 yıl önce ortaya koyduğumuz “TANINMA OLMADAN GÖRÜŞME VE ANLAŞMA OLMAMALI” tezinin 34 yıl sonra resmi milli siyasetimiz olmasının haklı gururunu taşıyorum.

Hareketin kurucuları arasında yer alan ve SSCB temaslarımızda sözcülüğümüzü yapan Şener Levent’in bugün bu tezin tam aksini savunacak ve KKTC-TC düşmanı olacak kadar ters bir yöne savrulması ise ibretlik bir durumdur

 

RELATED ARTICLES

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Advertisment -spot_imgspot_imgspot_imgspot_img

Most Popular

Recent Comments