Basın Emekçileri Sendikası (Basın-Sen) ve Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği(KTGB), gazeteci Pınar Barut tehdit edildiği gerekçesiyle eylem düzenledi. Polis Genel Müdürlüğü önünde yer alan eylemde gazetecilerin güvenliğinin sağlanması ve ülkeye denetimsiz girişlerin durdurulması istendi.
Eyleme bazı sivil toplum örgütü temsilcileri de destek verdi.
-Ortak açıklama: “Gazetecilere yönelik tehditler giderek artıyor”
Eylemde KTGB Başkanı Efdal Keser tarafından okunan ortak açıklamada, ülkede gazetecilere yönelik tehditlerin giderek arttığı kaydedilerek, korkusuzca tehdit ve şantaj yapılmasının düşündürücü olduğu belirtildi.
Gazetecilere tehdit ve şantajların sadece gazeteciye değil; toplumun haber alma hakkına yönelmiş “pervasız ve kabul edilmez bir gözdağı” olduğu ifade edilen açıklamada, “Bu tehdit, hukuk devletine karşı bir meydan okuma ve basın özgürlüğünü ortadan kaldırma girişimidir” ifadelerine yer verildi.
Açıklamada, tehdit ve şantajların “karanlık yöntemlere sığınanların acizliğini, şiddete ve baskıya yaslananların ise toplum karşısındaki gayri resmi durumlarını açıkça ortaya” koyduğu kaydedildi.
Olayın derhal soruşturulması istenen açıklamada, sorumluların yargı önüne çıkarılması, en ağır şekilde cezalandırılması, gazetecilerin can güvenliğinin sağlanması yönündeki beklendiler de ifade edildi.
İfade özgürlüğünün korunması ve basının özgür şekilde faaliyet göstermesi istenen açıklamada, “Ülke vatandaşlarının korkusuzca yaşamaları için ülkeye denetimsiz girişlerin önüne geçilmesini istiyoruz” denildi.
-Kişmir
Basın-Sen Başkanı Ali Kişmir de Pınar Barut’un tehdit edilmesi, bazı araba galerilerinin kurşunlanması veya kundaklanması olaylarının halkı tedirgin ettiğini söyledi.
“Tarif edilen olayların bir gün yaşanacağını çok önceden söylemeye başladıklarını” kaydeden Kişmir, gelinen noktada “radikal adım atacak” bir yönetim göremediklerini ifade etti.
Tetikçilerin ülkeye girebildiğini, birilerini tehdit ettikten sonra süre verebildiğini, verilen sürenin sonunda da kundaklama veya kurşunlama eylemine geçebildiğini savunan Kişmir, ülkeye girebilen tetikçilerin gözlerinin ne kadar kara olduğunun da yaptıkları eylemlerden görülebildiğini ifade etti.
Ülkede gazetecileri itibarsızlaştırmaya çalışan bazı kesimler bulunduğunu idda eden Kişmir, “gazetecilerin öldürülmesine, yargılanmasına, tehdit edilmesine, matbaaların saldırıya uğramasına” şahit olduklarını savunarak artık sabırlarının tükendiğini kaydetti.
KTTB Sağlık Bakanlığı’nı kanser kayıtçılığının güçlendirilmesi yönünde acilen harekete geçmeye çağırdı
İçeriği Görüntüle
Suç merkezinin Lefkoşa Surlar içi olmadığını, suç merkezinin sınır kapıları olduğunu, ithal edilen suçlar bulunduğunu idda eden Kişmir, bu noktalarda tedbir alınmasının yönetimin en asli görevi olduğunu kaydetti.
-Barut: “Tehditler siyasi saiklerle yapılıyor”
“Tehdide maruz kalan” Gazeteci Pınar Barut ise tehdit ve şantaj sonucu aylarca evinden çıkamayan gazeteciler bulunduğunu ileri sürdü.
Barut, ayrıca üzerinde çalıştıkları iki toplumlu projelerden dolayı tehdit alan mimar ve mühendisler de oluğunu, bu tehditlerin “siyasi saiklerle” yapıldığını savundu.
Barut “aldığı tehdit mesajlarında çocuklarının ismi, arabasının plakası, kullanılan güzergâhlara da yer verildiğini, aldığı her tehdit mesajında kendisi ve ailesi hakkında daha fazla detaya ver verildiğini” ileri sürdü.
Olayın Polis’e intikal etmesinden sonra Polis’in duyarlı davrandığını söyleyen Barut, ancak olayın sadece KKTC Polisin çalışmalarıyla çözülemeyeceğini ifade etti.
Pınar Barut, olayın esas müsebbibinin “sınır kapıları” olduğunu ileri sürerek ülkeye “kimlikle girilmemesi” gerektiği görüşünü ifade etti.
Pınar Barut, tehdit ve şantajların Türkiye’den gelenler tarafından yapıldığını, silahların tırlarda getirildiğini ve bunların büyük bir organizasyonla yapıldığını da ileri sürdü.
-Aysal: “Ülkede gayri yasal bir düzen oluşturuldu”
Kıbrıs Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği Başkanı Seran Aysal da “tehdit ve şantaj yapılan kesime mimar ve mühendislerin de dahil edildiği bir noktaya gelindiğini” ileri sürdü.
“Ülkede gayri yasal bir düzenin oluşturulduğunu” savunan Aysal, tehditlerin toplumun bütününe yönelik olduğunu, önlem alınmadığı takdirde herkesin tehdit edilebileceğini kaydetti.
Aysal “Tetikçilerin ve tehdit edenlerin nereden geldiğinin belli olduğunu” iddia edek,bunların önüne geçebilmek için ortaya bir irade konması gerektiğini kaydetti.
Kaynak : Halkın Sesi


