Kudüs İşleri Bakanlığından, İsrail’in işgal altındaki Doğu Kudüs’te Filistinli bir aileyi 50 yıldır yaşadığı evden çıkarma kararına ilişkin yazılı açıklama yapıldı.
Açıklamada, “Sub Leben ailesinin işgal altındaki Doğu Kudüs’ün Eski Şehir bölgesinde (Bab el-Amud Mahallesi’nde) yer alan Akabe el-Halidiyye’deki evlerinden zorla çıkarılması, yargı ve Yahudi yerleşim grupları dahil her düzeydeki işgal gücünün katıldığı bir savaş suçu teşkil ediyor.” ifadeleri kullanıldı.
Nura Gays Sub Leben ve Mustafa Sub Leben çiftinin 1953’ten beri bu evde ikamet ettiği vurgulanan açıklamada, “45 yıldır süren provokasyon, rahatsız etme ve saldırıların ardından evin tahliye edilme kararı, uluslararası hukukun yasakladığı zorunlu göçten farksızdır.” ifadelerine yer verildi.
Açıklama, şu şekilde devam etti:
“Tehlikeli yerinden etme kararı, işgalcilerin ve yerleşimci grupların, herkesin bildiği amaçları doğrultusunda Eski Şehir’de, Silvan’da özellikle Mescid-i Aksa civarındaki Filistinlilere ait en fazla evi ele geçirme girişimleri bağlamında alındı.
Zorunlu göç kararı, işgalcilerin uyguladığı apartheid rejimi kapsamında Filistinlilerin göç ettirilmesini hedefliyor.”
Uluslararası topluma “acil ve kararlı adımlar atma” çağrısı
Uluslararası topluma “acil ve kararlı adımlar atma” çağrısı yapılan açıklamada, “tüm zorunlu tahliye kararlarının, ev yıkımlarının, yerleşimcilerin sömürgeci faaliyetlerinin, Mescid-i Aksa’yı bölme girişimlerinin ve kutsal mekanlara saldırıların durdurulması” gerektiği vurgulandı.
Açıklama, “Kınama açıklamalarını, işgalcileri, işledikleri sayısız suçu durdurmaya zorlayacak siyasi bir eyleme dönüştürmenin zamanı geldi.” ifadeleriyle tamamlandı.
Sub Leben ailesi 45 yıldır mücadele ediyor
Doğu Kudüs’ün Eski Şehir bölgesinde Mescid-i Aksa’ya çok yakın bir noktada evi bulunan Sub Leben ailesi, Doğu Kudüs’te Yahudi yerleşimci örgütlerin evlerinden zorla çıkarmaya çalıştığı 6 aileden biri.
Kudüslü aile, 45 yıldır önce İsrail hükümeti ardından da Yahudi yerleşimci örgütlerin girişimlerine karşı yasal mücadele verse de İsrail makamları, evi boşaltmaları için 11 Haziran’a kadar aileye mühlet tanımıştı.
Doğu Kudüs, yerleşimci örgütlerin istilası altında
Filistin mahallelerinin merkezindeki yasa dışı Yahudi yerleşimlerini genişletmek için yürütülen tahliye davalarında, İsrail makamlarıyla işbirliği içinde çalışan yerleşimci gruplar tarafından Yahudilere ayrıcalık sağlayan İsrail yasaları esas alınıyor.
Sub Leben ailesi ve benzer durumdaki diğer Filistinli ailelerin tahliye davaları, yerleşimci gruplar tarafından İsrail’in 1970 tarihli “Hukuki ve İdari İşler Yasası” temel alınarak açılıyor.
Söz konusu yasa, şu anda bu mülklerin çoğunda Filistinliler yaşamasına rağmen 1948’den önce Doğu Kudüs’te Yahudilere ait olduğu iddia edilen varlıklar için uygulanıyor ve yalnızca Yahudilere toprak iadesi hakları sağlıyor.
Filistinlilerin, halihazırda mülklerini geri almaları içinse hiçbir paralel yasal mekanizma mevcut değil. Tam tersine, 1950 tarihli “Gaiplik Yasası”, 1948 savaşı sonrası İsrail’e dönüşen topraklarda evlerini terk etmek zorunda kalan Filistinlilerin bu mülklerini geri almalarını kesin bir şekilde engelliyor.
Tahliyeyle karşı karşıya kalan Filistinlilerin çoğu, 1948’de İsrail tarafında evlerini kaybeden ve şimdi ikinci, hatta üçüncü kez yerinden edilmek üzere olan Filistinli mültecilerden oluşuyor.
İsrail devlet kurumlarının ve uluslararası Siyonist kuruluşların desteğini alan yerleşimci örgütleri, eski Yahudi sahipleri olduğu iddia edilen kişilerle veya burada oturanlarla hiçbir ilişkileri olmamasına rağmen, bu evlerin mülkiyet haklarına çeşitli yollarla el koymak için çalışıyor.
İsrail Adalet Bakanlığına bağlı Genel Muhafızlık birimi de yerleşimci örgütlerin 1970 tarihli yasa yoluyla Filistinli ailelere karşı tahliye davaları başlatması ve bu mülkleri Filistinlilerden “geri alması” için yasal platform sağlıyor.
Kaynak : TRT HABER