Cumhurbaşkanı adayı Tufan Erhürman, Kıbrıs Türk Emekli Subaylar Derneği’ni ziyaret ederek Cumhurbaşkanlığı vizyonunu paylaştı. Ziyarette konuşan Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Erhürman, Kıbrıs’ta son yıllarda Kıbrıslı Türklerin karar süreçlerinden dışlanmasının kabul edilemez olduğunu vurguladı.
Erhürman, “Geride bıraktığımız dönemde Kıbrıs Rum Liderliği, adanın tamamı ve burada yaşayan herkes adına egemenlik kullandı. Kıbrıslı Türkler bu adadaki iki eşit kurucu ortaktan biridir ve Kıbrıs Rum Liderliği tek başına böyle bir hakka sahip değildir. Bu adada güvenlik, deniz yetki alanları, enerji, hidrokarbon ve ticaret yolları ile ilgili bir karar alınacaksa, Kıbrıs Rum Liderliği bizi yok sayarak, görmezden gelerek, biz yokmuşuz gibi davranarak bunu yapamaz,” ifadelerini kullandı.
“Cumhurbaşkanlığı Kıbrıs Türk halkının evi olacak”
Erhürman, son beş yılın “bomboş geçtiğini” belirterek, 19 Ekim’den sonra Cumhurbaşkanlığı’nda ciddiyet ve etkinlik vaat etti. Cumhurbaşkanlığının hem içeride hem dışarıda aktif olması gerektiğini söyleyen Erhürman, “Geçmiş dört cumhurbaşkanı döneminde halkımızın hakları masada savunuldu. Ancak bu dönemde tek bir müzakere bile yapılmadı” dedi.
Kıbrıs Türk halkıyla Yeşilırmak’tan Dipkarpaz’a kadar temas ettiklerini anlatan Erhürman, halkın en büyük endişesinin göç olduğunu vurguladı. “Küçük çocuklar bile artık göçten bahsediyor. Cumhurbaşkanlığı, bu halkın evi olacak. Çalışma arkadaşlarını siyasi mensubiyetlere göre değil, liyakat esasına göre belirleyeceğim,” dedi.
“Cumhurbaşkanlığı 24 saat faaliyette olacak”
Erhürman, son beş yılda kayda değer hiçbir adım atılmadığını ve bunun ülkeye ağır bir maliyet getirdiğini belirterek, “Cumhurbaşkanlığı 24 saat aralıksız faaliyette olan, toplumun tüm kesimleriyle diyalog içinde, kavga etmeyen ve yetkilerini diplomasiyle kullanan bir yapı olacak,” ifadelerini kullandı.
Kıbrıs Türk halkının iki eşit kurucu ortaktan biri olduğunu yineleyen Erhürman, “Cumhurbaşkanı’nın en önemli görevi, Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümü için müzakereleri yürütmektir. Ancak dört buçuk yıldır bu yönde hiçbir gelişme yaşanmadı. Bizim yok sayılmamız kabul edilemez,” dedi.
