Ali Murat Başçeri dışişleri bakanlığında Kıbrıs konusunda en uzun süre çalışmış bürokrattır ve Kıbrıs konusunu çok iyi bilir. Bu anlamda burada olmasını olumlu buluyorum.
Katıldığı canlı yayında önemli açıklamalarda bulunan Serdar Denktaş, T.C. Lefkoşa Büyükelçisi değişikliğini ve Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Kıbrıs konusundaki sözlerini değerlendirdi. Denktaş, “Bizim içinde olmadığımız bir şeyler dönüyor etrafımızda. Büyükelçi değişikliğini bile bunun bir göstergesi olarak yorumluyorum. Herkes seçimlerin yaklaşmasına yordu ama tek sebebi bence bu değil. Ali Murat Başçeri dışişleri bakanlığında Kıbrıs konusunda en uzun süre çalışmış bürokrattır ve Kıbrıs konusunu çok iyi bilir. Bu anlamda burada olmasını olumlu buluyorum. Ama aynı zamanda da Kıbrıs meselesiyle ilgili bir şeyler olacağının göstergesidir” dedi. Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın KKTC’ye gerçekleştirdiği son ziyarette yurtdışında olduğunu fakat gelişmeleri yakından takip ettiğini belirten Denktaş, “Sayın Hakan Fidan’ın buraya son yaptığı ziyarette Kıbrıs konusu ile ilgili söyledikleri benim düşüncelerimle birebir örtüşüyor. Türkiye’nin bölgedeki yaklaşımları ve gerçekleştirdiği ziyaretler, barış yönünde verdiği mesajlar var. Etrafımızdaki sorunlu ülkelere bizzat giderek, savaşın ve çatışmanın bir şey kazandırmayacağını, barışta ise herkesin kazanacağını söyleyen bir Türkiye var. Bütün bunlar bir araya geldiğinde stratejik olarak çok önemli bir konumda bulunan bu adada bir takım gelişmelerin yaşanacağını görebiliyoruz” diye konuştu.
DEVLET OLMA İNANCINI BU HALKIN YÜREĞİNDEN SÖKTÜLER
İki toplumlu iki kesimli federasyon modelinin artık gerçekleşmeyeceğine inandığını belirten Denktaş, iki devletli çözüm modelinin de mevcut yöntemlerle ileriye gidemeyeceğini ifade ederek, “Şu anda atılan adımlarla iki devletli çözümü de dünyaya kabul ettirmemiz zor. Çünkü mevcut yönetim kendi içinde kendisinin ayrı bir devlet olduğu inancını halkın yüreğinden söktü. İşin acı tarafı bu. Kendi halkınız buna inanmadığı müddetçe siz dünyayı buna inandıramazsınız. İki toplumlu iki kesimli federasyonun olmayacağını artık anlamış olmamız lazım. Bunun olmamasının nedeni ne biziz ne de Türkiye, bunun nedeni Rum tarafıdır. Onları da tek başına suçlamak yersizdir. Esas sorun BMGK kararlarından kaynaklanır” diye konuşan Denktaş, bu sorunun üstesinden Türkiye’nin gelebileceğine dikkat çekerek, “BM’nin Rum tarafının adadaki tek legal otorite olduğunu söylemesi gibi bir yanlışı, dünyaya tek başımıza duyuramayız. Bunu Türkiye yapabilir” dedi.
BEN BU ÜLKEYE, BU TOPRAKLARA AŞIĞIM
Her iki yaklaşıma karşı alternatif yaklaşımlar olduğunu belirten Denktaş, çalışmalarını ısrarla sürdürdüğünü ifade ederek, “Ülkenin içinde bulunduğu kutuplaşmış siyasi atmosfere rağmen ileriye doğru yürüyebileceğimiz ara formüller var. Ben bu konuda çalışmalarımı sürdürüyorum. Ben bu ülkeye, bu topraklara aşığım. Bu topraklarda büyüdüm, çocuklarımın ve torunlarımın da burada büyümesidir istediğim. Burası bizimdir. Biz yirminci yüzyılda mücadele vererek devlet kurmuş bir halkız. Milli bir mücadele ile kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nden sonra ikinci devletiz. BM üyesi birçok ülkeden daha demokratik ve insan haklarına daha saygılı bir devletiz. Bütün mesele özgüvenimizi kaybettik. Devlet olduğumuza devletin başındakiler inanmıyor. Fakat böyle gidersek kendi içimizde parçalanacağız. İşin acı tarafı bu. Kendi halkınız buna inanmadığı müddetçe siz dünyayı buna inandıramazsınız. Peki ne yapacağız? Adım adım sonuca yürümeliyiz. Bizim yaptığımız bir çalışma var. Bunu Türkiye ile ve buradaki siyasi partilerle konuşmamız lazım” dedi.
