TÜRKSOY, UNESCO ve Yakın Doğu Üniversitesi iş birliğine açılan “Basında ve Ustaların Objektifinden Aşık Veysel” fotoğraf sergisi ile aşıklık geleneğinin en önemli temsilcilerinden Aşık Veysel Kuzey Kıbrıs’la buluştu
Türk Halk Ozanı Aşık Veysel’in ölümünün 50’nci yıl dönümü anısına düzenlenen “Basında ve Ustaların Objektifinden Aşık Veysel” Fotoğraf Sergisi, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu, Başbakan Yardımcısı Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, TÜRKSOY Genel Sekreter Yardımcısı Doç. Dr. Bilal Çakıcı, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz ve Aşık Veysel’in torunu Nazender Süzer Gökçe ve pek çok konuğun katılımı ile Yakın Doğu Üniversitesi İrfan Günsel Kongre Merkezi Sergi Salonu’nda açıldı.
Yakın Doğu Üniversitesi, Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) ve UNESCO iş birliği ile halk ozanlığı ve aşıklık geleneğinin Anadolu’daki en önemli temsilcisi Aşık Veysel’in ölümünün 50’nci yıl dönümü anısına düzenlenen “Basında ve Ustaların Objektifinden Aşık Veysel” Fotoğraf Sergisi Yakın Doğu Üniversitesi İrfan Günsel Kongre Merkezi Sergi Salonu’nda açıldı. Serginin açılışı, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu ve eşi Birgül Feyzioğlu, Başbakan Yardımcısı Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, TÜRKSOY Genel Sekreter Yardımcısı Doç. Dr. Bilal Çakıcı, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz ve Aşık Veysel’in torunu Nazender Süzer Gökçe başta olmak üzere yoğun bir katılıma sahne oldu.
Türk halkının tarih boyunca duygularını, düşüncelerini ve hayallerini ifade etme şekli olan halk ozanlığı ve aşıklık geleneğinin Anadolu’daki en önemli temsilcisi olan Aşık Veysel’in bugüne kadar çok bilinmeyen fotoğraflarını sanatseverlerle buluşturan sergide, aşıklık geleneğini Kıbrıs’ta yaşatmış olan Aşık Kenzi de anıldı.
26 Mayıs’a kadar ücretsiz olarak ziyaret edilebilecek sergi, Aşık Veysel’in bugüne kadar çok bilinmeyen fotoğraflarını sanatseverlerle buluşuyor. Aşık Veysel’in torunu Nazender Süzer Gökçe ve eşi Gürsel Gökçe’nin koleksiyonda yer alan eserlerden oluşan sergide, Ara Güler, Fikret Otyam, Ozan Sağdıç, Ergün Çağatay, İsa Çelik ve Mustafa Türkyılmaz’ın objektifinden eserlerin yanı sıra Aşık Veysel’i günümüze taşıyan pek çok materyal sergileniyor.
Kıbrıs Modern Sanat Müzesi’nin 442’inci sergisinde; Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Meclis Başkanı Zorlu Töre, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu, TÜRKSOY Genel Sekreter Yardımcısı Doç. Dr. Bilal Çakıcı, Başbakan Yardımcısı Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Aşık Veysel’in torunu Nazender Süzer Gökçe ve Yakın Doğu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ birer konuşma yaptı.
Konuşmaların ardından TÜRKSOY Genel Sekreter Yardımcısı Doç. Dr. Bilal Çakıcı tarafından Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a, Meclis Başkanı Zorlu Töre’ye ve Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu’na çeşitli hediyeler takdim edildi. Yakın Doğu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ’a ise Aşık Veysel’in doğumunun 125’inci yılı anısına Aşık Veysel Madalyası takdim edildi.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar: “Kültürel zenginliklerimizi yaşatmak ve bunları evrensel olarak tüm dünya ile paylaşmak ayrı bir zenginliktir.”
Açılışta konuşan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar; aşıklık geleneğinin iki önemli temsilcisi Aşık Veysel ve Kıbrıslı Türk ozan Aşık Kenzi’nin böyle zengin bir sergi ile anılmasından duyduğu mutluluğu dile getirerek “Böyle değerlerle bu ülkede varlığımızı devam ettirmenin mutluluğu içerisindeyiz. Kültürel zenginliklerimizi yaşatmak ve bunları evrensel olarak tüm dünya ile paylaşmak ayrı bir zenginliktir” dedi. Cumhurbaşkanı Tatar, tüm bu kültürel ve sanatsal zenginliklerin KKTC’nin tanınmasına da olumlu etki yarattığının altını çizdi. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Biz çok acılar yaşadık, çok çektik ama varlığımızı koruyor ve savaşlara inanmıyoruz. Varlığımızı; kültürümüze, sanat ve edebiyatımıza, onları sahiplenmemize borçluyuz” şeklinde konuştu.
KKTC’nin Türk dünyasının bir temsilcisi olarak TÜRKSOY’un ayrılmaz parçası olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, geçtiğimiz günlerde Turizm ve Kültür Bakanı Fikri Ataoğlu’nun Azerbaycan’da da KKTC’yi temsil ettiğini hatırlatarak “Sizinle gurur duydum Bakanım. Çünkü biz, Türk dünyasının bir parçasıyız ve her yerde olmaya gayret ediyoruz” dedi.
KKTC’nin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın büyük desteği ile karşılaştığı bariyerleri bir bir aşarak, iki devletli çözüm politikasını devam ettirdiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, bu mücadeleye katkıları nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu’na da teşekkür etti.
“Yakın Doğu Üniversitesi’nin ev sahipliği yaptığı bilim ve kültür sanat etkinlikleri ile sesimizi bütün dünyaya duyuruyoruz” diyen Cumhurbaşkanı, “Türk kültürünün çok önemli bir parçası olan aşıklık geleneğini ve değerli ozanlarımızı halkımızla buluşturan bu değerli sergide emeği olan herkese şükranlarımı sunuyorum” dedi.
Meclis Başkanı Zorlu Töre: “Yakın Doğu Üniversitesi, TÜRKSOY ve UNESCO’nun Aşık Veysel’in anısını yaşatan bu etkinliğe öncülük etmesi son derece önemli ve güzel bir adımdır.”
Sergideki açılış konuşmasına Aşık Veysel’in “Dost dost diye nice nicesine sarıldım. Benim sadık yârim kara topraktır” dizeleri ile başlayan Meclis Başkanı Zorlu Töre, “İsmail Gaspralı’nın da söylediği gibi; dilde birlik, işte birlik, sanatta birlik, kültürde birlik her zaman için değerli ve önemlidir. Aşık Veysel, tüm bunları biraraya toplayabilen Türk dünyasının ozanıdır” ifadelerini kullandı.
UNESCO’nun Aşık Veysel’in anılmasına verdiği katkılar nedeniyle mutluluk duyduğunu belirten Zorlu Töre, “Aşık Veysel’i hepimiz biliyor ve seviyor olsak da, bilmediğimiz daha birçok yönü var. Bu sebeple Yakın Doğu Üniversitesi, TÜRKSOY ve UNESCO’nun Aşık Veysel’in anısını yaşatan bu etkinliğe öncülük etmesi son derece önemli ve güzel bir adımdır” dedi.
Zorlu Töre, “Aşık Veysel’in dediği gibi ‘Ben giderim adım kalır’, o gitse de adı hep bizimle. Böylesine güzel anma etkinlikleriyle tüm Türk dünyasında ve dünyada Aşık Veysel’i anmaya ve fikirlerini yaşatmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Metin Feyzioğlu: “Yakın Doğu Üniversitesi, Türk dünyasının gurur duyduğu bir bilim, eğitim ve sanat yuvasıdır.”
Konuşmasına; KKTC’nin, Türkiye Cumhuriyeti ile olan güçlü bağına vurgu yaparak başlayan Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Doğu Akdeniz’de Türk’ün kalesi, Kıbrıs Türk’ü de asil Türk milletinin vazgeçilmez bir parçasıdır” dedi.
Türklerin Kıbrıs’a 1571 yılından itibaren farklı zamanlarda geldiğini hatırlatan Büyükelçi Feyzioğlu, “Kimimizin ataları Kıbrıs’a 1571’de ve Osmanlı döneminde geldi. Kimiz ise 1974 yılından sonra. Kimin hangi tarihte geldiğinin bir önemi yok. Çünkü hepimiz tek bir köke bağlıyız. O da Türk dünyasıdır” dedi. Feyzioğlu, TÜRKSOY iş birliği ile gerçekleşen “Basında ve Ustaların Objektifinden Aşık Veysel” Fotoğraf Sergisi’nin de bu kökleri sembolize ettiği için çok özel olduğunu belirtti.
Bu anlamlı serginin Yakın Doğu Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleşmesinin bu önemi daha da artırdığını söyleyen Metin Feyzioğlu, “Yakın Doğu Üniversitesi, Türk dünyasının gurur duyduğu bir bilim, eğitim ve sanat yuvasıdır” dedi.
“Yakın Doğu Üniversitesi’nin bilime olan katkılarını hepimiz biliyoruz. Sanat alanında da Türk dünyasından onlarca, yüzlerce büyük sanatçının eserlerini bir araya getirerek oluşturduğu müzeleri ile Türk dünyasına büyük katkılar sunuyor” diyen Büyükelçi Metin Feyzioğlu, “Aşık Veysel, ölümünden yıllar sonra bile Türk dünyasına bir köprü görevini üstlenerek bizlere ve gelecek nesillere ışık oluyor. Bu anlamlı serginin açılışında yer almaktan mutluluk duyuyor ve emeği geçenlere teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Ataoğlu: “Türk kültürünün yaşatılması için düzenlenen bu etkinlik nedeniyle Yakın Doğu Üniversitesi, TÜRKSOY ve UNESCO’ya teşekkür ediyorum.”
Başbakan Yardımcısı Turizm ve Kültür Bakanı Fikri Ataoğlu ise konuşmasına, “Türk kültürünün yaşatılması için düzenlenen bu etkinlik nedeniyle Yakın Doğu Üniversitesi, TÜRKSOY ve UNESCO’ya teşekkür ediyorum” sözleriyle başladı.
“Yakın Doğu Üniveristesi’nin kültür ve sanat alanında verdiği emeklere bakınca, tam da Aşık Veysel’in söylediği gibi ‘ben giderim adım kalır, dostlar beni hatırlasın’ sözlerini hatırlıyorum” diyen Ataoğlu, “Bu felsefeyi, Yakın Doğu Üniversitesi Kurucu Rektör Dr. Suat İrfan Günsel’e ithaf etmek istiyorum” dedi.
Girne Üniversitesi’nde de Aşık Veysel ve Aşık Kenzi’nin düzenlenen panallerle anıldığını hatırlatan Ataoğlu, “Külür mirasımızın yaşatılması için emek veren özellikle TÜRKSOY ve UNESCO’ya teşekkür ediyorum. Bugün bize ev sahipliği yapan Yakın Doğu Üniversitesi’ne de özel olarak teşekkür etmek istiyorum” dedi.
Müzeler haftası çerçevesinde yapılacak olan etkinliklerin önemine değinen Ataoğlu, Kuzey Kıbrıs halkına müzeler haftasında düzenlenecek etkinliklere katılmaları ve bu haftayı müzeleri ziyaret ederek geçirmeleri çağrısında da bulundu.
Doç. Dr. Bilal Çakıcı: “Tüm bu etkinlikler kuşkusuz halklarımız arasında var olan kardeşlik bağlarını daha da güçlendirecektir.”
“Basında ve Ustaların Objektifinden Aşık Veysel” fotoğraf sergisinin açılışından önce, gün boyu Girne Üniversitesi’nde “İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası, Anadolu’dan Kıbrıs’a Aşıklık Geleneği, Aşık Veysel ve Aşık Kenzi Etkinliği” kapsamında pek çok panel düzenlendiğini hatırlatan TÜRKSOY Genel Sekreter Yardımcısı Doç. Dr. Bilal Çakıcı, Anadolu’nun tarihi misyonu yanında, Anadolu dışında yaşayan Türk devletlerinin; tarihi, edebi, sanatsal ve kültürel değerlerini KKTC ile buluşturmalarında TÜRKSOY’un büyük destekçisi olan Yakın Doğu Üniversitesi ve Girne Üniversitesi’ne teşekkür etti.
Türk dünyasını birleştiren kültür köprüleri inşa etmenin önemine vurgu yapan Doç. Dr. Bilal Çakıcı, “Dili, tarihi ve kültürü ortak olan Türk dünyasında kardeşlik bağlarını ve ortak kültürü güçlendirmeyi temel amaç edindiğimiz çalışmalarda her zaman yanımızda olan Yakın Doğu Üniversitesi, yeni bir kültür köprüsü oluşturacak bu önemli sergiye de ev sahipliği yapıyor” dedi.
Nezender Süzer Gökçe: “Aşık Veysel Albümünü, görme engellilerin okuyabilmesi için Braille alfabesine dönüştürerek 4 cilt ve 780 sayfalık tesvip halinde yayınladık.”
UNESCO’nun 2023’ü “Aşık Veysel yılı” olarak ilan ettiğini anımsatan Aşık Veysel’in torunu Nezender Süzer Gökçe, eşi gazeteci Gürsel Gökçe ile birlikte, Aşık Veysel’in anısını yaşatmak ve onu yeni kuşaklarla tanıştırmak için yaptıkları çalışmalardan söz etti. Ölümünün 50’nci yıl anısına “Basında ve Ustaların Objektifinden Aşık Veysel Albümü” hazırlayarak Türkçe ve İngilizce versiyonlarının yayımladıklarını söyleyen Gökçe, albümde usta fotoğrafçıların fotoğraflarının yanı sıra 1934’ten 2021’e dek gazetelerde yer alan Aşık Veysel haberleri ve röportajların da bir seçkisinin yer aldığını söyledi.
“Dedem, 79 yaşında hayatını kaybetti. Bedenen aramızdan ayrılalı 50 yıl olmasına rağmen bugüne dek maalesef hiçbir eseri görme engellilerle buluşturulamadı. Biz de hazırladığımız albümü görme engellilerin okuyabilmesi için Braille alfabesine dönüştürerek yayımladık” dedi.
Dedesi Aşık Veysel’in ‘Veysel gider adı kalır, dostlar beni hatırlasın’ dizelerini hatırlatan Nezender Süzer Gökçe, konuşmasını “Bugün bizleri yalnız bırakmayan bütün Veysel dostlarına teşekkür ediyorum” dedi.
Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ: “Sizleri bu sergiyle Aşık Veysel’in dünyasına adım atmaya, onun bakış açısıyla hayata ve insanlığa bakmaya davet ediyorum.”
Sergideki açılış konuşmasına Aşık Veysel’in sadece Türkiye için değil tüm Türk dünyası için önemli bir ozan olduğunu belirterek başlayan Yakın Doğu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, “UNESCO tarafından “İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası” olarak tescillenen Aşıklık geleneği, Anadolu’nun kültürel belleğinin yanı sıra kültürel çeşitlilik ve zenginliğinin de önemli parçalarından biridir. Halk ozanlığı ve aşıklık geleneğinin yakın tarihimizde Anadolu’daki en önemli temsilcisi ise hiç kuşkusuz Aşık Veysel’dir” dedi.
Aşık Veysel’in hayatına dair bilgiler paylaşan Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, ünlü ozanın hayatı boyunca zorluklarla mücadele ettiğini tüm bu zorluklar sonucunda ise sanata ve şiire sarıldığını tüm eserlerinde derin bir hüzün ve insanlık sevgisi olduğunu belirtti. Prof. Dr. Şanlıdağ “Sadece Türkiye’de değil, dünyanın birçok yerinde de tanınan Aşık Veysel, eserleriyle insana ve doğaya dair evrensel değerleri dile getirdi. ‘Uzun İnce Bir Yoldayım’ türküsünde hayatın ve insanın yolculuğunu ne güzel anlatmıştır bizlere” ifadelerini kullandı.
Sergide Aşık Veysel’in yaşamına ve eserlerine dair birçok fotoğraf ve belgenin bir araya geldiğini söyleyen Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, “ Bu değerli eserler; aralarında Ara Güler, Fikret Otyam, Ergün Çağatay gibi büyük usta isimlerin objektifinden günümüze ulaşıyor. Bu önemli koleksiyonu oluşturan, koruyan ve Aşık Veysel’in anısını büyük bir emekle yaşatan, Aşık Veysel’in torunu Sayın Nazender Süzer Gökçe’ye özel olarak teşekkür etmek istiyorum” dedi.
Açılan serginin sadece Aşık Veysel’in anısına bir saygı duruşu değil, aynı zamanda onun felsefesini, değerlerini ve sanatsal mirasını yeni nesillere aktarmak için bir fırsat olduğunu da söyleyen Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, “Sizleri bu sergiyle Aşık Veysel’in dünyasına adım atmaya, onun bakış açısıyla hayata ve insanlığa bakmaya davet ediyorum. Bize düşen görev, Aşık Veysel’in sanatını ve değerlerini korumak, onun mirasını gelecek nesillere aktarmaktır. Bu sergi, bu görevi yerine getirme çabamızın bir parçasıdır” ifadelerini kullandı.