İsrailliler, II. Dünya savaşında kendilerine çektirileni eziyeti yarım asırdan fazla bir süredir Filistin halkına yaşatıyor.
Bu savaş bir önemli bir kumpas ve veya çıkar savaşı mı?
Dış etkenlerin desteği ve kurgusuyla yeni bir satranç hamlesi mi?
Yoksa Armageddon mu?
Hepsi muhtemel olasılıklar.
Hamas bir saldırı planı yapacak, Mossad İsrail askeri istihbarat teşkilatının bundan haberi olmayacak öyle mi?
Hadi öyle diyelim!
Peki tüm İsrail’de kol gezen ABD ve İngiltere istihbarat ajanları da mı hiç bir duyum ve tedbir almadı?
Ben haberdar olmadıklarını sanmam ama,
hadi onlar da uyuyordu diyelim!
Dünya uyusa da genel anlamda Ortadoğu, özelde Kudüs uyumaz canım ciğerim, yemezler.
İsrail ordusunun Gazze sınırındaki ileri teknoloji gözetleme noktalarında nöbet tutan askerler gece uçan kuşu bile radarla tesbit edip, anında profesyonel müdahale edebilecekken karadan bin beşyüz kadar silahlı ve donanımlı Hamas askerini nasıl ve neden farketmezler?
Bunda bir bit yeniği var.
Göz göre göre büyük bir savaşın başlaması için göz yumma hamlesi ve hatası var.
Bu resmen göz göre göre büyük bir savaşa bahane zemini hazırlamak değil midir?
İsrailli aklı evveller Tanrıyı kıyamete zorlamak gibi bir akılsız sapkınlığın peşine mi düştüler yoksa yine?
Yani Armagedon senaryosu hazırlıyor olabilirler mi? Bilmeyenler için açıklayayım.
Armagedon: Dini kaynaklarda Dünya’nın sonu geldiğinde yapılacağı söylenen büyük kıyamet savaşının adıdır.
Filistin demek Gazze demek. Dolayısıyla 35-40 kilometre uzunluğunda ve 9-10 km. eninde olan Gazze bölgesinde yaşayan iki milyon Filistin halkını katletme amaçlı bir ters köşe planı mı yoksa bu. Peki buna zemin hazırlayıp Hamas’ı maşa edenler kimler?
Gazze’de yıllardır devam eden siyasi iç hakimiyet kavgası var.
Hamas’ın sivil Filistin halkından ziyade kendine kaynak ve donanım sağlayan odakların güdümünde hareket ettiğinden şüphe duymayanlar var mı?
Hamas masum mu hayır, neden peki?
Çünkü Hamas Ortadoğu’da sorun çıkarmak isteyen çıkar odaklarının işgüzar tetikçisi konumunda gibi görünüyor
Bir nevi kar amacı güden tetikçi yönetimi gibi.
Pekala Hamas bugün kimin tamtamcısı?
İsrail Başbakanı Netanyahu’nun mu yoksa?Veya bu seferki yardakçı dalkavuklar Gazze’nin bir önceki siyasi ve askeri gücü El-Fetih grubu mu?
Yok kafayı sıyıran ben değilim, onlar.
Aslında, Gazze cephesinde ne kadar savaşırlarsa savaşsınlar kazanan veya bir şeyler elde eden yerel güçlü taraf olmayacak.
Kazananlar silah ve mühimmat tüccarları olacak!
Olan yine çocuklara, annelere ve masum sivil halka olacak.
Ha bir de Netanyahu müslüman ve çocuk ölümlerinden siyasi kazanç sağlayabilir.
Peki Hamas, Filistin yönetimi ve Türkiye açısından ne kadar güvenilir. Bence hiç.
Genelde Araplar özelde Filistin’in Osmanlı’ya ihanetiyle I. Dünya Savaşı sonrası, yerel halk, hızla bölgede manda himayesi kuran İngilizlere toprak satışıyla kendi belasını kendi yarattı.
Yüzyıldan fazladır süren bu sözde varoluş mücadelesi aslında İran ve Suudi Arabistan’ın güç ve çıkar gözetme ringi.
Haydi bakalım el mi yaman Bey mi yaman arenası.
Bir nevi bizim Kıbrıs meselesinin vahim durumu da aynı. Tek farkla bizde fiili savaş yok şükür.
Diyeceğim o ki, güce satılmış bazı Filistin örgütleriyle onların üzerinden fayda sağlayıcılarının oyunu.
Peki Filistinli, silahsız masum yerel halkı düşünen var mı? Hayır katiyen yok.
Bazı beyinsiz hadsizler ve Türkiye’deki sığınmacı mülteciler.
Yani ülkelerini savunmak yerine savaştan kaçan ödlekler”Mehmetçik Gazze’ye” naraları atıyor.
Hadi ordan! Türkü hep sırttan vuran kalleş nankörler, demezler mi adama?!
Durduk yerde kaşınan, başta Rusya ve İran’ın ve veya muhtemeldir ki Netanyahu derin devletçilerinin galeyanına gelen HAMAS savaş ateşi fitilledi.
Ve dünyanın en büyük açık hava hapisanesi Gazze’ye yine bombalar yağdı.
Filistin Devleti, son yirmi yıldır bir gün olsun ne Türkiye’nin herhangi bir siyasi davasında, ne de Kıbrıslı Türklerin varoluş davasında yanında olmadı.
Gidip Kıbrıslı Rumlarlarla alengilli ilişkilere kalkıştı.
Filistin düşmanımız değil, fakat asla dostumuz da olmadı.
Gel gör ki, uğradığımız onca nankör ihanetlere. Bu savaşın bir çok çıkar odaklarına avantaj sağlama amaçlı çıkarıldığı iddialarına rağmen.
Tüm çıkarcı akbabalara karşı siyasi diplomasi açısından “Savaşa Hayır” demeyi şiar edinirim.
Filistin halkının yanında olmalıyız. Tabii dilimi ısırarak söylüyorum; bu savaşın getireceği açlığa, acıya ve yok oluşa direnebilecek öyle bir halk kalırsa.