Sayısız kez yazdık, bir kez daha yazalım, bilginin fazlası göz çıkarmaz…
Biliyorsunuz Atatürk, laiklik, Cumhuriyet, insan hakları, kadın ve çocuk hakları sevdalısı, çevre dostu, barış savaşçısı, refah ve huzur savunucusu AKP ve sevgili ortakları tarikat-cemaat tayfası, Büyük Ortadoğu Projesi’nin bir parçası olarak, daha doğrusu eşbaşkanı olarak, kedinin trafoya gimesiyle birlikte iktidara geldiğinden ve ülkeyi sevgi dolu örümcek ağlarıyla sardığından beri Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomisi dünyanın en güçlü ekonomisi oldu, doğmamış bebeklerin bile borcu, pardon beş yaşında çocukların bile milli geliri 100 bin doları aştı, yaz tatillerini yerli ve milli uzay gemileriyle gittikleri Mars’ta, Ay’da geçiren beş yaşındaki veletler bile babalarına doğum günü hediyesi olarak TOGG MOG filan almaya başladı, asgari ücret bile aylık 100 bin doları geçti, Jelibon rezervlerinin pazarlanmasıyla birlikte ülkenin aylık ihracatı bir trilyon doları buldu, dünyanın dört bir tarafındaki zavallı halklara hergün onlarca gemi, yüzlerce uçak dolusu yardım gönderir hale geldik, tarikat ve cemaat şeyhleriyle müritleri son olarak keşfedilen Tımarhane Galaksisi’ndeki uzaylı kardeşlerimize yüce dinimizi öğreterek, cennette hurilerle toplu seks partilerine katılmanın yolunun tarikat-cemaat kardeşliğinden ve üyeliğinden geçtiğini öğretmeye bile başladılar, millet o kadar mutlu oldu ki, dış güçler ve uzaylı kardeşlerimiz Erdoğan’ın kıçının kılı olmakla övünen vatandaşı, eliyle Erdoğan’ın ayakkabısını yalayan yalama ustası vekili görünce, Amerika, Rusya, Almanya, Çin ve uzaylı kardeşlerimiz niye bizim de böyle paçalarından akıl ve sadakat akan vatandaşlarımız yok diyerek kıskançlıktan çatır çatır çatladılar…
Ama durun, daha bitmedi…
Biliyorsunuz, Amerika sırf Rusya’nın Ortadoğu’daki çıkarlarını ve egemenliğini baltalamak için, Hitler ve Nazi rejiminin taktiklerinden de yararlanarak, ta 1950’lerde devreye soktuğu Yeşil Kuşak projesinin bir parçası olarak, Türkiye’nin içinde ve hemen yanıbaşındaki Suriye’de sapık islamcı militanlardan oluşan ve adına IŞİD denen bir çapulcular sürüsü ordusu kurdu, eğitti, donattı, Suriye’de Rus dostu ve laik bir rejim olan Esad rejiminin üzerine saldı, yüzbinlerce, hatta sayısı milyonu geçen masum insanları bu kanlı katiller sürüsüne katlettirdi.
Sapık müslümanların kendi halinde yaşayan müslümanları katlettiği bu vahşette sınır tanımayan sürecin adına da BOP dendi, Arap Baharı dendi, falan dendi, filan dendi, bu arada AKP-Tarikat-Cemaat sevimli şirinler ittifakı da Şam’da namaz kılma ve müslüman dünyasının halifeliğini yeniden hayata geçirmek ve Erdoğan’ı da halife ilan etmek hayalleri kurarak, IŞİD, Hizbullah ve benzeri sapık katiller ordusuna büyük sempati gösterdi, en sonunda da AKP-Tarikat-Cemaat sevimli şirinler ittifakı aralarına Hizbullahçıları da alarak Atatürk Severler Derneği’nin kuruluşunu tamamladı…
Ama durun!
Bu sevimli şirinler ittifakının bir eksiği var…
Açık kaynaklara göre adına IŞİD denen çapulcular sürüsünün Irak ve Suriye’de faaliyet gösteren toplamda 120 bin kadar silahlı üyesi vardı…Yine farklı açık kaynaklara göre, ki çoğu yabancı kaynaklardır, bu katiller sürüsünün yaklaşık 70 bin kadarı öldürüldü, 20 bin kadarı ise Suriye’nin ve Irak’ın kırsal kesimlerinde halen etkin olarak varlıklarını sürdürüyorlar, çekildikleri deliklerinde fırsatını bulunca eyleme geçmek için hazırda bekliyorlar…
Peki ya geriye kalan 30 bini, en azından 20 bini nerede?
Suriye’de ve Irak’ta değiller, kendi ülkelerine de dönmediler, İran, Ürdün, Suudi Arabistan ve Mısır gibi diğer çevre ülkeleri de bu çapulcuları kesinlikle içine almadı…
Birkaç ay öncesine kadar zırt pırt haberlerde Türkiye’ye sızmış ve gizlenmiş IŞİD militanlarına karşı yapılan polis baskınları yer alıyordu, hem de hemen hergün bu haberleri görüyorduk.
Birkaç aydır bu konuda tek bir haber yok, sanırsınız ki Türkiye’deki IŞİDcilerin hepsi temizlendi…
Bunlara bir de İran üzerinde hazırlanan tezgahla Afganistan’dan Türkiye’ye getirilen ve sürülerle Türkiye’ye sokulan yüzbinlerce, hatta sayısı milyonu geçen ne idüğü belirsiz ama eli silah tutan güruhu ekleyin.
Peki, Türkiye Cumhuriyeti’nin bu kadar mutlu ve refah dolu bir ülke olduğunu görünce ve Rusya’nın da Suriye rejimin korumak için yaptığı harekatlardan korkunca, Suriye’den kaçarak Türkiye’ye doluşan bu çapulcu sürüleri, ve keza İran üzerinden Afganistan’dan gelen ne idüğü belirsizler saklanacak yerleri, yaşamlarını sürdürecek parayı nereden buluyorlardı, sırtlarını kime dayıyorlardı, kimlerin sağladığı imkanlarla saklanıp, barınıyorlardı dersiniz!!!
Özellikle Güneydoğu ve Doğu bölgelerinde sevimli şirinler ittifakının gözbebeği olan tarikat ve cemaat yuvaları ile IŞİD’in ve Afganistan’dan gelen ve birçoğu Taliban’ın malı olduğu tartışma götürmez sevimli şirinlerinin hamuru aynı hamurdan, hepsi de Atatürk’ü Sevenler Derneği’nin, Laikliği Savunanlar Derneği’nin, Türkiye Cumhuriyeti Sevdalıları Derneği’nin, İnsan Hakları Derneği’nin, Demokrasi Derneği’nin sadık üyeleri, Türk Bayrağı’nın, İstiklal Marşı’nın, Türkiye Cumhuriyeti’nin yılmaz bekçileri ve savunucuları, beş vakit namazında, niyazında iyilik, güzellik abideleri…
Sevimli şirinler ittifakını oluşturan AKP-Tarikat-Cemaat üçlemesine şimdi Hizbulcular da katıldı, sevimli şirinler üçlemesi oldu sevimli şirinler dörtlemesi, üstelik de renkleri ve zevkleri tartışılmaz durumda bir dörtleme…
E, IŞİD ve Afganistan’dan gelen sevimli şirinlerin de sevimli şirinler dörtlemesi ortada dururken beni sevecek, benden yana duracak hali yok ya!!!
MHP’ye gelince, bir zamanlar yeminli Erdoğan ve AKP düşmanı olan MHP’nin başındaki zat en usta balerinleri bile kıskandıran 180 derecelik kusursuz fırıldak dönüşünden sonra kraldan çok kralcı olduysa da, MHP’nin kökeninde Türklüğü, Atatürk’ü, Cumhuriyet değerlerini savunan ve bu değerlerden taviz vermeyen gerçek ülkücüleri hesaba katarsak, MHP tabanı şu anda sevimli şirinler dörtlemesinin çok da güvendiği bir müttefik değil, aksine, sevimli şirinler ittifakının en korkulan, güvenilmeyen üyesi durumunda…
Dolayısıyla, sevimli şirinler dörtlüsünün şirinler ittifakı, bugüne kadar MHP’nin onlar için bir koltuk değneği olmasına rağmen, her ne kadar partinin başındaki zat başka telden çalıyorsa da, sokaktaki ülkücülerin başka telden çaldığı bir durumla karşı karşıya…Yani, şirinler ittifakının MHP kanadı tarafında tehlike çanları çalıyor.
Amma ve lakin, bu çok da dert değil, bugüne kadar MHP’nin başındaki zat ve yanındakiler zaten yapacaklarını yaptılar, sevimli şirinler ittifakına bugüne kadar kusursuz bir hizmette bulundular, ama son kullanım tarihleri de artık geldi, bu vakitten sonra faydaları değil, zararları dokunabilir…
Dolayısıyla, biz kesin güvenilir olan şirinlerimize ve olaya nasıl baktıklarına onların gözüyle bakalım!
MHP’nin gerçek ülkücülerinin çok gergin ve öfkeli olduğu bir zamanda, şimdi son kozlar paylaşılacak, Yüzüklerin Efendisi’nin sarayından fırlayan sevimli şirinler ittifakı, karşılarındaki “insan orduları ittifakına” karşı son savaşlarını verecekler, ki bu onlar için de insan orduları ittifakı için de bir ölüm-kalım savaşı olacak, son anda çark edebilecek bir MHP savaşı kaybetmelerine neden olabilir …
Peki ama, bu son savaşta Türkiye’nin içine sızmış olan ve şirinler ittifakı ile aynı hamurdan olduğu şüphe götürmeyen, bir taraftan günde beş vakit namaz kılarak Allah’ın adını ağzından düşürmeyen, diğer taraftan insanlık tarihinin gördüğü en tarifsiz alçaklıkları insanlara, dindaşlarına karşı yapan, bütün bunları yaparken inançları ve Allah’ı tapulu malı zanneden, Allah’ı bile kandıracağını sanan, insanlık tarihinin en vahşi ve alçakça katliamlarını Allah ve din adına yaptığını iddia eden onca IŞİD’li ve diğer çapulculardan oluşan örgüt militanları, ki bunların arasında yığınla TC vatandaşı da var, ne halt edecekler, ölüm-kalım savaşına dönüşen bu seçim sürecinde ne yapacaklar dersiniz!!!
Oturup da sevimli şirinler ittifakının insanlarla savaşını uzaktan mı seyredecekler, yoksa sahaya inip Yüzüklerinin Efendisi’nin hizmetçisi Sauron’un orklarına mı katılıp da insanlara karşı savaş mı açacaklar!!!
Üstelik de, Türkiye’nin içine sızmış ve çeşitli deliklerde birileri tarafından “özel bakıma” alınmış ve en iyi bildikleri şey insanları katletmek, kadınlarla çocuklara tecavüz etmek, yakmak, yıkmak, terör estirmek olan bu sapık katiller ordusunun elinin altında, varlıklarını tehdit edebilecek insanlara karşı kullanabilecekleri her türlü silah da muhtemelen mevcuttur, Rus ordusunun gazabından kaçarken muhtemelen her türlü silah ve savaş ekipmanını da birlikte getirip, bir yerlerde istiflemişlerdir, hazırda bekletiyorlardır.
Şimdi kilit soruyu tekrar soralım, arada Şeytan’ın gizlendiği ayrıntı kaynayıp gitmesin; Suriye’den kaçarak Türkiye’ye doluşan bu çapulcu sürüleri, ve keza İran üzerinden Afganistan’dan gelen ne idüğü belirsizler saklanacak yerleri, yaşamlarını sürdürecek parayı nereden buluyorlardı, sırtlarını kime dayıyorlardı, kimlerin sağladığı imkanlarla saklanıp, barınıyorlar???
Mesela, hiçbir şekilde ellenmeyen, kontrolden geçmeyen, şirinler ittifakı tarafından özel bir korumaya alınmış ve ülkenin dört bir tarafına, hem şehirlerde hem de kırsal kesimlerde yayılmış olan tarikat-cemaat yuvaları, ağaç en iyi ormanda saklanır misali, bu işler için en uygun yerler olabilir mi???
Diyeceksiniz ki, yok canım sen de, amma da abarttın ha!
Valla haklısınız, çok afedersiniz, yani şimdi şirinler ittifakının oluşturduğu Atatürk’ü Sevenler Derneği’nin, Laikliği Savunanlar Derneği’nin, Cumhuriyet Sevdalıları Derneği’nin, İnsan Hakları Derneği’nin, Demokrasi Derneği’nin sadık üyelerinden, Türk Bayrağı’nın, İstiklal Marşı’nın, Türkiye Cumhuriyeti’nin yılmaz bekçileri ve savunucularından bunlar beklenir mi!!!
E, vallahi da beklenmez, değil mi ya!
Nasılsa, interneti dolduran kafa kesme eylemlerini, domuz bağıyla işkenceleri, hırsızlıkları, yalanları, dolanları, talanları, TSK’ya karşı entrikaları, depremde ezim ezim edilerek öldürülen en az yüzbin insanın başına yıkılan binaları hep yasak elmayı dalından koparıp yiyen ve cennetten kovulan Bay Kemal ve Bayan Meral ile müttefikleri yaptı!
Elmayı çalıp cennetten kovuldukları yetmedi, bir de 20 senedir muhalefette oturmalarına rağmen ne yapıp edip, yaptıkları sahtekarlıklarla şirinler ittifakını kandırdılar, şirinler ittifakına fenalık olsun diye insanları canlı canlı mezarlara gömdüler, ezim ezim ezdiler, tarikat kurslarında çocuklara tecavüz ettiler, memleketin her türlü milli, manevi ve maddi değerinin içine ettiler, memleketi donuna kadar soydular, milletin şerefini iki paralık ettiler, el kapılarında dilenir hale getirdiler…Terbiyesiz, adi, alçak, şerefsiz, sürtük, hain, namussuz, kalleş, yalancı , kıskanç, dinsiz, imansız, hırsız herifler, ne olacak!
Ayda tatile gidemediler diye, eksi beş derecede yağmu, kar altında ucuz ekmek, soğan, et, yağ kuyruklarında beklemekten rahatlık kıçlarına battı diye, milletin kafasına yıkılan binaları şirinler ittifakının yılmaz savunucuları ve bekçileri yaptı diye, eksi 300lerde gezen enflasyonu kıskandılar diye, bir de hiç utanıp sıkılmadan sevimli şirinler ittifakına iftira atıyorlar!!!
Değil mi!!!
Vallahi ayıp, hiç sevimli şirinler ittifakına bu yapılır mı!!!
Kızdırmayın şirinleri, yoksa IŞİD’in şirinleri deliklerinden çıkıp, fena yapar ha!!!