Recebi, Harem-i İbrahim Katliamı’nın 30. yılında açıklamalarda bulundu.
Onlarca Filistinlinin hayatını kaybettiği katliama ilişkin Recebi, “Katliam, Harem-i İbrahim’in zamansal ve mekansal bölünmesine sebep oldu. Caminin yüzde 63’ü ile güney, doğu ve batı dış avlusunun tamamı çalındı ve (Yahudi) yerleşimci sürülerine verildi.” dedi.
Recebi, “Katliamdan 30 yıl sonra Harem, kendi hakkına ve çevresine yönelik birçok saldırı ve katliama maruz kalıyor.” diye konuştu.
İsrail askerlerinin ihlallerine ilişkin Recebi, “Gazze’ye yönelik savaşı başlatmasından bu yana işgalci İsrail güçleri, Harem’in çevresini ve oraya giden yolları askeri kontrol noktalarıyla kapattı. Filistinliler Harem’e ulaşamıyor. Ayrıca, Harem’e gelenlere, ziyaretçilere kötü davranıyor ve oraya İsrail bayrağı dikiyor.” dedi.
Recebi, “2023 yılında 704 kez camide ezanın okunmasına engel oldular.” açıklamasında bulundu.
Onlarca Filistinli, El Halil kentinin merkezinde katliamın 30. yılı münasebetiyle gösteri düzenledi. Göstericiler, İsrail’in el Halil’in merkezine uyguladığı kapatmayı ve Gazze’ye saldırıların başlamasının ardından bölge sakinlerinin hareketini kısıtlayan uygulamaları protesto etti.
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının durdurulması için slogan atan göstericiler, Gazze halkıyla da dayanışmasını ifade etti.
Filistin, el Halil’in Eski Şehir bölgesini ve Harem-i İbrahim Camii’ni 2017’de “UNESCO Tehlike Altındaki Dünya Mirasları Listesine” ekletmişti.
Harem-i İbrahim Camii’ne yönelik ihlaller
İşgal altındaki Doğu Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksa’nın çevresi olarak kabul edilen El Halil kentindeki Harem-i İbrahim, Mekke’deki Mescid-i Haram ve Medine’deki Mescid-i Nebevi ile Mescid-i Aksa’dan sonra en kutsal dördüncü cami kabul ediliyor.
Caminin altında yer alan mağarada Hazreti İbrahim ve eşinin kabirlerinin yanı sıra Hazreti İshak, Hazreti Yakup, Hazreti Yusuf ve eşlerinin mezarları bulunuyor.
İsrail’in 1967’den beri işgal altında tuttuğu Batı Şeria’nın El Halil kentinde bulunan cami, 25 Şubat 1994’te sabah namazını kılan Müslümanların üzerine ateş açan Baruch Goldstein adlı Yahudi fanatiğin eyleminden sonra kapatılmış ve yeniden açıldığında ise yarısından fazlası Yahudilere tahsis edilmiş şekilde ikiye bölünmüştü.
Tarihe “El Halil Camii (Harem-i İbrahim) Katliamı” olarak geçen saldırıda 29 Filistinli hayatını kaybetmiş, 150’den fazla kişi yaralanmıştı.
Caminin bölünmesinin ardından, Hazreti İshak ve eşinin bulunduğu kabirler Müslümanlara ayrılan kısımda kalmış, diğerleri ise Yahudilere ayrılan ve sinagoga çevrilen bölümlerde bırakılmıştı.
Bölünmüş kısımlar yılda onar gün karşılıklı olarak Müslüman ve Yahudi ziyaretçilere açılıyor. Buna göre, Yahudilerin dini bayramlarında cami olan kısım Yahudilere, Müslümanların dini bayramlarında da sinagog kısmı Müslümanlara tahsis ediliyor.
Kaynak : TRT HABER