Türkiye’deki depremlerde hepimizi kahreden korkunç yıkım ve 50 binden fazla kardeşimizin hayatını kaybetmesi KKTC ‘de de haklı endişelere neden oldu.
Bilim adamlarının, Kıbrıs’a yönelik deprem beklentileri hükümet tarafından ciddiye alındı.
Başka konularda yoğun eleştiriler yapıyoruz, yapmalıyız, ne ki bu konuda yaratıcı önerilerle hükümetin alacağı önlemlere katkıda bulunmak gerekiyor
Bu konu, siyasi rant elde edecek, polemik yapılacak bir konu değil, olmamalı
Hükümet 4 yönde adım attı:
1- Anavatandaki kurtarma çalışmalarına gücümüz nispetinde katkı yapıldı, gönüllü ekipler ve araçlar gönderildi. Hayatını kaybeden vatandaşlarımız bulunup getirildi ve defnedildi. Yargı süreci takip ediliyor
2- Depremzedelere yardım için kampanya başlatıldı. Yiyecek giyecek, çadır gönderildi. Bağış kampanyası başlatıldı, para gönderildi. Sivil toplum kuruluşları ile birlikte 1000 konteyner ev gönderilmesi kararlaştırıldı. Nitekim bunların yarısı gönderilmiş bulunuyor. Bu arada KKTC ‘ye gelen binlerce depremzedeye yardım ediliyor . Yiyecek, giyecek, para yardımı yapılıyor
3- KKTC ‘de olası bir depreme hazırlık için alınacak önlemleri belirlemek amacıyla bir Deprem Komitesi oluşturuldu. Güvenilir teknik kuruluş olan KTMMOB ‘nin de yer aldığı bu komite ilk olarak başta okullar ve hastahaneler olmak üzere kamu binalarını ve tüm riskli yapıları incelemeye başladı
4- Yıkılacak riskli yapıların yerine yapılacak yeni inşaatlar, güçlendirilecek yapılar ve Sivil Savunma ‘nın ihtiyacı olan araç gerecin alınması için gerekli olan kaynağı yaratmak amacıyla DEPREM FONU oluşturma kararı alındı. Bu amaçla bütçeden, maaş ve ücretlerden 10 aylık bir mini kesinti programı ortaya koydu
İşte bu noktada, siyasi rant hesaplı eleştirilerin devreye girdiğini gördük.
Herkesin hayatını ve mülk varlığını ilgilendiren böylesine önemli bir konunun, siyasi hesaplardan uzak tutularak konuşulması gerekmez mi?
HAKSIZ ELEŞTİRİLER
Siyasi hesaplarla istismar edilen birinci konu DEPREM Fonu için yapılacak kesintiler oldu. Acil paraya ihtiyaç olmasına karşın bu konu kilitlenmiş durumda
Hükümet fonu acilen oluşturmak zorunda. Kesintiler maaş ve ücretler dışında lüks tüketimi de kapsayacak şekilde çeşitlendirilerek mutlaka yapılmalı. Ne ki bunu yaparken muhalefetin talep ettiği tasarruf önlemlerini de almalı. Başta izaz ikram, yakıt, RHA harcamaları, ek mesai, siyasi partilere yardım gibi kalemlerin ödeneklerini minimuma indirerek tasarruf edeceği miktarı Deprem Fonu’na aktarmalı
Aynı anda çürük olduğu belirlenen okul, hastahane ve konutların yıkımına başlanmalı.
Konutlarını boşaltmak zorunda kalacak insanlara EĞER İKİNCİ KONUTLARI veya BANKADA GEREKLİ BİRİKİMLERİ YOKSA, GELİRLERİ DE YETERSİZSE bu fondan kira yardımı yapılmalı. Kirada oturanların makul kiraya sağlam konut kiralamalarına yardımcı olunmalı
Yıkılma kararı alınan okullar üzerinden de haksız eleştiriler yapılıyor
Bunca yıl denetim yapılmaması elbette eleştirilecek bir durum. Ne ki bu, gelmiş geçmiş tüm hükümetleri, yani eleştirenleri de kapsayan bir durum.
Çadırda eğitim elbette hoş değil, ancak risk varsa, acil yıkım şartsa, yeni inşaat yapılana veya uygun bir geçici bina bulunana kadar eğitime ara verilmesinden daha iyi değil mi?
Bu konuyu siyasi hesaplarla içi boş saldırılara malzeme yapmak yerine, hep birlikte uygun bina bulmak için çalışılsa ve mevcut okullarda, üniversitelerde “ sabahçılar-akşamcılar “ gibi çift zamanlı eğitim gibi yaratıcı öneriler geliştirilse daha doğru olmaz mı? Biz 1963-1974 döneminde böyle okumuştuk..