BM Kıbrıs misyon şefi Colin Stewart’ın, Rum yönetimi ile yaptığı gizli mutabakat ve Pile’de yaptıkları emrivaki sonucu, ciddi bir krizle karşı karşıya bulunuyoruz.
Önceki günkü yazımda bu krizin gelmekte olduğunu, Rum yönetiminin, Stewart ile işbirliği halinde, Pile’de ve ara bölgede TOPRAK GASP EDECEĞİNİ, yaratacakları emrivakiye karşı 3 seçeneğimiz olduğunu ve Türk tarafının bu krizi göğüslemek için senaryolar üzerinde çalışmaya başlaması gerektiğini vurgulamıştım.
Dünya’nın Gazze’de yaşanan insanlık trajedisine, sivil katliamına, vahşete ve katledilen çocuklara odaklanmasını fırsat bilen Rum yönetimi, kafaya aldığı Colin Stewart ile işbirliği içinde Pile’nin bir bölgesinde arsa açma faaliyetlerine başladı.
Pile, BM kontrolünde ÖZEL STATÜSÜ OLAN bir bölgedir.
Pile’de yapılacek her işte, Türk tarafının da onayının alınması şarttır.
Ne ki, Rum yönetimi Pile’yi, “Rum egemenliğinde olan AB toprağı”, Pile Türklerini kendi vatandaşı, ara bölgeyi de, “BM kontrolüne verdiği” sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti” toprağı olarak takdim etmektedir.
Bundan hareketle BM Barış Gücü ‘nün sadece kendilerini dikkate almasını istemektedirler.
Kafaya aldıkları Colin Stewart da bu safsataya boyun eğmektedir.
TÜRKİYE İLE GÖRÜŞMÜŞ!
Hristodulidis, “Türkiye ile yapılan istişareler sonucu uzlaşmaya vardıklarını ve parselasyon çalışmalarına başladıklarını” iddia etmiştir.
Bu büyük bir yalandır!
Türkiye konunun tarafı değildir, bu konuda insiyatif KKTC ‘dedir, temasları yürüten Dışişleri Bakanlığıdır.
Türkiye ile Rum yönetimi arasında herhangi bir görüşme ve mutabakat yoktur.
Belli ki Colin Stewart, bizden gizlediği, BİLGİMİZ VE ONAYIMIZ OLMAYAN ve bu nedenle BİZİ BAĞLAMAYAN bir MUTABAKATI Rum yönetimi ile yapmıştır ve o mutabakat çerçevesinde, Pile’de emrivakilere başlamışlardır
Yaptığının yanlış olduğunu bilen BM Barış Gücü, söz konusu bölgede olası müdahalemizi önlemek için asker takviyesi de yapmıştır.
Arsa açtıkları bölge, KKTC egemenliğinde olan ve BM’nin ara bölgeye dahil etmek istediği ÇAYHAN DÜZÜ içinde değildir. Pile’de bir hali arazidir.
Türk tarafı bu tek yanlı girişimi sert şekilde protesto etmiştir.
Protestomuza karşın, orada inşaata başlanması halinde, KKTC de uygun bir hali arazide inşaata başlamalıdır, başlayacaktır.
Rum yönetiminin bu denli acele etmesinin nedeni, Pile Yolu’nun 10-15 gün içinde bitecek olmasıdır.
Yol bitmeden emrivakilere ve provokasyonlara başlamışlardır.
Amaçları, duruma müdahale edersek “Türk tarafı MUTABAKATA UYMADI” diyerek, sona gelen yol çalışmasının tamamlanmasını engellemektir.
Türk tarafının, o nedenle, bu provokasyonu soğukkanlılıkla izlediği ve zamanı geldiğinde gerekli girişimleri yapacağı anlaşılmaktadır.
GEÇMİŞTE DE YAPTILAR
Rum yönetimi, Colin Stewart’ın göz yumması ile daha önce de bilgimiz ve onayımız dışında Pile’de inşaatlar yaptı.
Sinema, konut, üniversite, market ve civardaki Rum köylerine bağlanan yollar inşa etti.
KKTC, her defasında bunları protesto ederek BM kayıtlarına geçirdi.
Bu protestolar, BM Genel Sekreteri’nin raporlarında yer aldı ve Rum yönetiminin Pile’de yaptığı emrivakiler kayda geçirildi.
Ama, o kadarla kaldı.
“ Rum yapar, Türk tepki gösterir, BM kaydeder” durumu ortaya çıktı.
Çünkü yaptığı emrivakiler, Rum yönetiminin yanına kar kalıyor, kendi lehine emsal yaratıyor, biz ise kimsenin dikkate almadığı şikayetçi durumuna düşüyoruz. Şikayetimizle kalıyoruz.
Bu durum artık değişmelidir.
Rum’un emrivakilerini sadece BM nezdinde protesto ile yetinmemeliyiz.
Sahada yanıt vermeliyiz.
O arsa mı açtı, biz de açmalıyız.
O inşaat mı yaptı, biz de yapmalıyız.
Hatta, yol örneğinde olduğu gibi, ihtiyaç varsa, onların yapmasını beklemeden, önce biz yapmalıyız, onlar gidip şikayet etsin.
Madem şikayetçi olmak durumu değiştirmiyor, o zaman biz yapacağımızı yapalım, BM kapılarına onlar koşsun.
BM MUHATAP ALINMAMALI
Utanmazlığa bakar mısınız?
İsrail’in Gazze’de sergilediği soykırımı, vahşeti, sivil ve çocuk katliamını durdurmak için hiçbirşey yapmayan BM’nin, Özel Statüsü olan Pile ve ara bölgede, Rum yönetimi ile birlikte bize emrivakiler ve provokasyonlar yapması utanmazlık ve yüzsüzlük değilse nedir?
Bu denli vicdansız, yüzsüz ve utanmaz olan bir BM ile niye işbirliği yapalım?
2000’i çocuk olmak üzere, 6000 sivilin katledilmesine, 10 binden fazla binanın yıkılmasına, 20 bin binanın oturulamaz hale gelmesine, 1 milyon insanın evlerinden çöllere sürülmesine, 2.5 milyon insanın elektriğinin, suyunun, yiyeceğinin kesilmesine, ilaç yasağı uygulanmasına, hastahanelerin, okulların, ibadet yerlerinin bombalanmasına, her gece 500 sivilin katledilmesine seyirci kalan, ama Kıbrıs’ın bir köyünde Rumlarla bir olup bize voyvodalık sergilemeye kalkan BM’yi niye ciddiye alalım?
Soykırımcı İsrail’e göz yuman, bir kınama kararı bile alamayan, ateş-kes çağrısı yapamayan BM Güvenlik Konseyi, ciddiye alınacak bir yapı olmadığını Gazze ve Pile konusundaki tavrı ile yeniden kanıtlamıştır
Dolayısı ile BM Barış Gücü’nü artık KKTC ‘den de, ara bölgeden de, Kıbrıs’tan da kovmanın zamanıdır.
Gazze’ye gitsinler, orada çocukları, sivil halkı korusunlar. Burada, adanın ılık güneşinde, denizinde keyif yapıp bize tuzaklar hazırlamasınlar
COLİN STEWART İSTENMEYEN ŞAHIS İLAN EDİLMELİ
Onlar için durum çok keyifli, o nedenle kendi gönülleri ile elbette gitmezler.
Gazze’de İsrail vahşetine seyirci kalmaları ve Pile’de Rumlarla birlikte, bize tuzaklar kurmaları nedeniyle, BM Barış Gücü’ne öfkemiz büyüktür.
BM’nin bizimle ayrı bir statü anlaşması (SOFA) yapması için yeniden bastırmanın zamanıdır.
Bu anlaşmaya gelmezlerse, BM Barış Gücü KKTC’ye sokulmamalıdır, Gazimağusa ve Gemikonağı kampları kapatılmalı, Maraş’tan çıkarılmalıdır..
Bizimle statü anlaşması yapmaması halinde, hiçbir Barış Gücü yetkilisi muhatap alınmamalıdır.
Colin Stewart, Pile’de, Rumlarla gizli işler çevirmeye devam etmesi halinde, İSTENMEYEN ŞAHIS İLAN edilmelidir
Geçmişte, korkmadık, BM Barış Gücü komutanı Avusturyalı General GUNTHER GREİNDL’I, RUM YANLISI TUTUMU NEDENİYLE İSTENMEYEN ŞAHIS İLAN ETTİK. KKTC ‘YE SOKMADIK.
GÖREV SÜRESİ BİTENE KADAR MUHATAP ALMADIK, KKTC’YE GİREMEDİ…
Geçmişte bunu yaptıysak, şimdi her konuda, Rum yanlısı tutum sergileyen Colin Stewart’ı niye İSTENMEYEN ŞAHIS İLAN ETMEYELİM?
O zaman korkmadık da, şimdi Gazze’de rezil bir duruma düştükleri zaman mı korkuyoruz?