1970 Güney Amerika ülkesi Şili için tam anlamıyla bir kader yılıydı.
Başkanlık seçimini kazanan Salvador Allende Latin Amerika’da ABD desteği olmadan seçimle iş başına gelen ilk lider oldu.
Allende’nin siyasi kimliği, Şili’nin de Küba gibi Sovyetler Birliği’nin etkisi altına girmesi ihtimalini yükseltti.
Dünyanın en büyük bakır üreticisi olan Şili’deki yeni yönetim, ABD’ye ait işletmeleri hızla kamulaştırdı.
Allende, Küba lideri Fidel Castro’yu da başkanlık sarayında görkemli şekilde ağırladı.
Bu adımlar Washington yönetimini çok rahatsız ederken Şili Ordusu’ndaki ABD yanlısı askerleri de harekete geçirdi.
Amerikan Merkezi Haber Alma Teşkilatı CIA, ”İki Yol” adı verilen bir operasyon başlattı.
Bu operasyonlarla Salvador Allende’nin devrilmesi amaçlandı.
1973 yılının 11 Eylül’ünde Şili’de savaş uçakları demokrasiyi bombaladı. Augusto Pinochet liderliğindeki cunta, başkanlık sarayını kuşatıp topa tuttu.
Ülkenin üzerine kabus gibi çöken Diktatör Pinochet’in iktidarı ise tam 17 yıl sürdü.
Şili halkı bu dönemde büyük acılar yaşadı, toplama kampları oluşturuldu, binlerce kişi hayatını kaybetti.
ABD darbenin olacağını 3 gün önceden biliyordu
Şili yönetimi geçtiğimiz ay ABD’den 50 yıl önceki bu darbeye ilişkin belgelerin açıklanmasını talep etti.
ABD Dışişleri Bakanlığı, bu talebe yanıt olarak darbeyle ilgili istihbarat raporunun bir kısmının daha gizliliğini kaldırdı.
Belgelere göre darbeden 3 gün önce Amerikan istihbaratı ABD Başkanı Nixon’a darbenin olacağını bildirdi.
Darbenin yapıldığı gün ise Şili ordusunun Alllende’ye karşı askeri eylemleri başlatma planlarının ele alındığı anlaşıldı.
ABD Ulusal Güvenlik Arşivi’nin 2022’de yaptığı açıklamada, darbeden 3 yıl önce Nixon’ın, Allende’nin göreve başlamasını engellemek amacıyla askeri bir darbe başlatarak “Şili’nin kurtarılması” yönünde emir verdiğini belirtmişti.
Darbenin üzerinden geçen yarım asra rağmen Pinochet yönetiminin izlerini hala silemeyen Şili, o dönemde ortadan kaybolan muhalifleri arıyor.
Kaynak : TRT HABER