Şehidimiz hava pilot binbaşı Fehmi Ercan’ın adının, 49 yıldır yaşadığı Ercan Havalimanı’ndan sökülmesi için 3 yıldır inatla uğraşan Mehmet Küçük, bu yanlışa karşı çıkmam nedeniyle, şahsıma saldıran bir açıklama yaptı.
Beni ve bu yanlışa karşı çıkan herkesi, Liderimiz Dr. Küçük karşıtı göstermeye çalıştı.
Hala gerçeği saptırarak “Yeni bir hava alanı yapıldığını, yeni havaalanına ERCAN yerine, Dr Küçük’ün adının verilmesini istediğini” söyledi.
Gerçeğe dayanmayan bu aldatmacayla, topladığı imzalardan söz etti.
İnsanlara “Yeni havalimanı yapıldı. Adı Dr. Küçük’ün adı olsun mu? Ercan ismi eskisinde durabilir” yalanını söylerseniz, onları aldatarak bir miktar imza toplayabilirsiniz.
Oysa, bu iddia gerçek dışı, İki ayrı havaalanımız olacak değil.
ERCAN adını 49 yıl sonra sökmeye çalışmaktadır.
Buna ise bu ülkede, KKTC tarafından Türkiye, KKTC, asker, Barış Harekatı karşıtı bir avuç Rum sevici işbirlikçiden başka kimse destek vermez.
Yapılmaya çalışılan, “Kıbrıs Türk Halkının vefasız bir halk olduğu” safsatasını Türk kamuoyuna göstermek ve Türk ulusunu Kıbrıs Türklerinden soğutmaktır…
Seviyesiz, bir üslupla yaptığı kişisel saldırılarına o seviyeye düşerek kişisel yanıt vermeyeceğim.
Bu tartışma Mehmet Küçük, Sabahattin İsmail’in kişisel polemiği değil, yapılmak istenen vefasızlığa ve yanlışa Kıbrıs Türk Halkının karşı çıkışıdır. Ben vefalı Türk Halkının ve Türk ulusunun sadece bir ferdiyim, o kadar.
Beni Liderimiz Dr. Küçük karşıtı gösterme hadsizliğine hiç değinmeyeceğim. Dr. Küçük’le ilgili her vesileyle yazdığım onlarca yazı ve kitaplarım ortada. Bu köşeyi, şahsıma yönelik saldırılara yanıt vermek için harcama hakkım yok. O safsatalara sosyal medya hesaplarımda yanıt vereceğim.
Sadece uluslararası kabul gören “ERCAN” markası ile “ECN” kodunun değişmesinin yaratacağı sakıncalar üzerinde duracağım. Çünkü, uluslararası havacılıkta marka haline gelen ERCAN adının değişmesinin hiçbir sorun çıkarmayacağı” da iddia edilmiştir
Bu konuda sözü uzmanına bırakacağım.
METİN AYBARS ‘IN YAZDIKLARI
Metin Aybars, gençliğini TMT içinde milli mücadeleye adayan eski bir mücahit komutanıdır.
1975 yılında açılan ERCAN Havalimanı’nda ilk günden, emekli olduğu 1995’e kadar Sivil Havacılık Dairesi, Hava Trafik Kontrol Şubesi’ndeki AMİRLİK görevi yaptı. 1960’da İngiliz Hava Kuvvetlerl’nde (RAF) 4 yıl çalıştı. Ercan açılmadan Ankara’da uzun bir eğitim aldı.
Ercan’ı faaliyete geçirmek için arkadaşları ile gece gündüz çalıştı. Uçuşların başlaması ve Ercan Hava Sahasının ilanı ile müdahalelere başlayan Rumlarla, telsizlerde bitip tükenmeyen kavgalar yaptı.
Amirliği süresince Türkiye’deki Sivil Havacılık makamları, Hava yolu şirketleri, Türk Hava Kuvvetleri ile çok verimli bir işbirliği yaptı.
Şöyle yazıyor:
“ ERCAN, 3 Şubat 1975 tarihinde faaliyete geçirilmiştir. 21 Mart 1977’de Ercan Tavsiyeli Hava Sahası ilan edilerek Kuzey Akdeniz’de, Rodos Adası ile Suriye arasında, Lübnan hava sahası hudutlarına kadar 55 bin kilometre kare bir alanda uçan uçaklara Hava Trafik Kontrol hizmetleri verilmeye başlandı.
Başlangıçta Ercan ile temas eden az sayıda uçak bulunurken, verilen Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı (ICAO) kural ve kaidelerine uygun hizmete güven duyulduktan sonra hizmet verilen uçuş sayısı artık gündelik 1000 civarındadır.
ERCAN’a yeni bir hava limanı değil, yeni bir terminal binası inşa edilmiştir. Ercan adının değişmesi ile birlikte yaşanacak sorunlar şöyledir:
- “Ercan” isminin sökülerek Geçitkale Havaalanına verilmesi, adı onore edilerek oraya verilen bir aziz şehidin tenzili şeref edilerek kapalı bir alana verilmesi manasına gelir ki, bu, her ağzımızı açtığımızda şükranlarımızı ifade ettiğimiz Türk ordusuna karşı büyük bir ayıp olacaktır. Ayrıca aksi propagandalara da bol bol malzeme olacaktır. İsim değişikliğinin şehitlerimiz hususunda gayet hassas olan Türkiye kamu oyu tarafından nasıl değerlendirileceği de dikkate alınmalıdır
- “Ercan” zor kazanılmış bir KKTC markasıdır, kapalı bir alana atılması tüm kazanımları bir kargaşaya sürükleyecek ve yapılan emeklere yazık olacaktır.
- Ercan’da uçaklara yol gösteren, tüm seyrüsefer yardımcı cihazları” ECN” olarak kodlanmıştır. Bunları değiştirmek mümkündür ama bir şekilde değişiklikten haberdar olmayan bir uçak, ECN’yi takip ederek Geçitkale’ye inmeye yönelebilir. Çünkü KKTC Sivil Havacılık Teşkilatı dünya hava enformasyon haberleşme ağlarına ďahil değildir. NOTAM’lar dahil bilgiler, ancak Türkiye üzerinden yaýınlandığından takip ve kontrol etmek gözden kaçabilir.
- Ercan Havaalanı’nın özellikleri, yaklaşma, iniş, kalkış planları, telsiz frekansları uzun yıllar yapılan uçuş ve çalışmalar sonucu birçok devletin havacılık otoriteleri ile havacılık şirketlerinin kayıtlarına geçmiştir. Bunları tekrardan değiştirmek hatalı, çok zor ve zaman alacaktır.
- “Ercan”, Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı ICAO kural ve talimatlarına uygun faaliyet göstermek mecburiyetindedir ve öyle yapılmaktadır. Yani alana gelen uçakların yaklaşması ve inişlerinin sağlanması, kalkışların yapılması ve gidecekleri yollara sokulması için hazırlanmış olan, o alanın adını taşıyan planlar vardır. Bu planlar ve o ülkenin diğer havacılık bilgileri AIP denen yayınlarla bütün ülkelere dağıtılmıştır
- Türkiye Hava Sahasının (FIR) güneyindeki Kuzey Akdeniz’de her gün yüzlerce çeşitli yabancı hava yolu uçaklarına Hava Trafik Kontrol hizmeti sunulan ‘Ercan Tavsiyeli Hava Sahası’ bulunmaktadır. Buranın harita ve ilgili bilgileri de AIP’de mevcuttur. Şimdi binbir emek ve fedakarlıkla dünyada “ERCAN” olarak KKTC’nin varlığına katkıda bulunan ve adeta devletimizin gurur duyulan bir markası olan “ ERCAN” isminin değişmesi, kabul görmüş bütün kazançların kaybı olabilir.
- Her hava alanının coğrafi koordinatlarla belirtilen bir referans noktası vardır. O alana kaç tane yeni terminal binası, pist yaparsanız yapın, o havaalanı yine bilinen adı ile anılır, tanınır. Ad değişikliğini hiçbir ülke, sakıncalarından dolayı kolayına göze almaz. İsim değişikliği, binbir güçlükle tanınan Ercan için ise ekstradan endişe vericidir.
Sonuç olarak, şehit hava pilot binbaşı Fehmi Ercan’ın adı 49 yıl sonra sökülemez.
İlle de ısrar edilirse, Ercan yeni terminal binasının geliş salonuna Dr. Küçük, gidiş salonuna Rauf Denktaş adı verilebilir