Tatar-Hristodulidis’in tanışma buluşması yarın gerçekleşecek.
Ne ki, çok önemli 2 sorun var:
1. Sorun:
Hristodulidis henüz Rum yönetimi başkanı değil. Devir ve yemin töreni 28 Şubat’ta yapılacak, göreve ise 1 Mart’ta başlayacak.
Tatar KKTC Cumhurbaşkanı.
Hristodulidis ise henüz resmi hiçbir sıfatı olmayan yetkisiz bir kişi.
Rum yönetimi başkanı halen Anastasiadis.
Dolayısı ile uluslararası ilişkiler açısından çok ciddi bir protokol sorunu var.
KKTC Cumhurbaşkanı, henüz hiçbir resmi sıfatı ve yetkisi olmayan biri ile niye buluşsun?
Buna ne gerek var?
Bu ciddi protokol sorununun sorumlusu BM’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Colin Stewart’tır.
Stewart, Hristodulidis yemin edip görevi devralmadan, resmen Rum yönetimi başkanı sıfatı kazanmadan, bu buluşma önerisini ciddiye alıp CB Tatar‘a getirmemeliydi.
Ateş suya düşmedi, günler kaybolmadı. Bu acelenin nedeni nedir?
**
2.Sorun
İkinci sorun ise Hristodulidis’in bu tanışma buluşmasını ısrarla, Kıbrıs sorununun özünün görüşüleceği bir GAYRI RESMİ GÖRÜŞME formatına sokmaya çalışmasıdır.
Oysa bu buluşmada resmi veya gayrı resmi olarak Kıbrıs sorunu hiçbir şekilde görüşülmeyecek, GÖRÜŞÜLMEMELİ…
Bu sadece, ateş suya düşmüş gibi, çok aceleye getirilmiş bir tanışma buluşmasıdır.
Hristodulidis, GAYRI RESMİ bir görüşme istiyorsa şartımız vardır.
Bu şart, hiçbir BM kararına dayanmayan insanlık dışı ambargolar ve izolasyonun kaldırılmasıdır.
Hristodulidis, Kıbrıs sorununun görüşüleceği RESMİ GÖRÜŞME İSTİYOR, ancak yine bir şartımız vardır.
Bu şart da, egemen eşitliğimizin, eşit uluslararası statümüzün, yani KKTC’nin tanınmasıdır.
Hristodulidis, bu haklı şartlarımızı yerine getirmeden kendisi ile NE RESMİ, NE DE GAYRI RESMİ hiçbir görüşme olmayacağını bilmelidir.
AYAK OYUNLARI
Henüz, 49 yaşında toy bir siyasetçi olan ve 1963-1974 dönemini yaşamayan, Türk Halkına yapılan utanç verici mezalimi bilmeyen Hristodulidis, bakın neler diyor:
“Müzakereler en kısa zamanda yeniden başlamalı. Tatar ile yapacağım gayrı resmi görüşmede çıkmazın nasıl aşılacağına bakacağım. 23 Mart’ta, Brüksel’de Avrupa Konseyi toplantısı yapılacak. Müzakerelerin yeniden başlamasında ve çıkmazın aşılmasında AB’nin başrol oynaması gerekir. Brüksel’de bunu Borrel ile görüşeceğim. Kıbrıs sorunu çözümlenmeden, Yunan-Türkiye ilişkilerinde normalleşme olamaz. Deprem yardımlaşması nedeniyle daha iyi bir atmosfer yaratılması durumunda, bunu Kıbrıs sorununun çözüm perspektifi için değerlendirmeliyiz”(19 şubat 2023)
Bu da Rum basınınından:
“ Hristodulidis, Tatar’a iki devleti, konfederasyonu ya da uzlaşılmış çerçeve ve BM kararları dışında hiçbir şeyi görüşmeyeceğini izah edecek. Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias Güvenlik Konseyi kararlarına dayalı bir çözüm için müzakerelerin yeniden başlatılmasını Atina için bir öncelik olarak nitelendirdi.”
Ve ANT1’in haberi:
“Hristodulidis, Tatar ile yapacağı görüşmeye hazırlık olarak, BM Temsilcisi Colin Stewart ile bir araya gelecek. Kıbrıs sorununun çözüm sürecine AB’nin de müdahil olması için hazırladığı çalışma belgesini, Mart’ta Avrupa Konseyi’ne sunacak.”
OYUNA GELİNMEMELİ
Görüldüğü gibi henüz yetkisiz ve makamsız olan Hristodulidis, yarın CB Tatar ile yapacağı tanışma buluşmasına, sorunun özünün müzakere edileceği “BM GÖZETİMİNDE GAYRI RESMİ GÖRÜŞME” niteliği yüklemiştir. Bunu başarırsa alacağı sonucu Mart’ta AB ve BM’ye taşıyıp onları üzerimize çökertmeye çalışacaktır.
Bu Bizans entrikasına gelinmemeli, bu tuzağa düşülmemeli, yetkisiz ve makamsız biriyle bu buluşma olmamalı, 23 Şubat buluşması 23 mart sonrasına ertelenmeli