Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Polonya’nın başkenti Varşova’da Polonyalı gazetecilerle bir araya gelerek Kıbrıs konusunda gelinen son aşamayı değerlendirdi.
Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs konusuyla ilgili yeni vizyonu, Kıbrıs Türk tarafının egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsü temelinde yeni bir çözüm vizyonunu anlatarak, uluslararası toplumun Kıbrıs Türk halkına uygulanan insanlık dışı izolasyonlara son vermesi gerektiğinin altını çizdi.
Federasyon temelli müzakerelerin elli yılı aşkın bir süre boyunca denendiği halde başarısız olduğunu ve federasyon görüşmelerinin tükendiğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, “Artık çerçevenin dışında düşünme zamanı geldi. Kıbrıs’ta iki devletli bir çözüm ile ancak gerçekçi ve sürdürülebilir bir anlaşma sağlanabilir” dedi.
Polonya halkının 123 yıl süren bağımsızlık mücadelesine de atıfta bulunan Cumhurbaşkanı Tatar, şunları söyledi:
“Kıbrıs Türk halkı, Ada’da doğuştan gelen haklara sahiptir ve 1960 yılında eşitlik temelinde kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurucu ortaklarından biridir. Ancak, Rum tarafı, Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlama arzusuyla, Kıbrıs Türklerini silah zoruyla devlet yönetiminden dışlamış ve halkımın adada zor koşullarda yaşamaya mahkûm edilmesine sebep olmuştur. Halkımız bu zorluklara direnmiş, kendi kendini yönetmiş ve kendi devletini kurmuştur.”
Cumhurbaşkanı Tatar, “Kıbrıs Türk tarafının federal çözüm için ortaya koyduğu yoğun çabalara rağmen, Rum tarafı, 1960 Antlaşmaları’na ve adadaki gerçeklere aykırı bir şekilde, adanın tamamının tek hükümeti olarak tanınmaktadır ve Kıbrıs Türk halkını temsil edebileceği gibi yanlış ve adaletsiz bir şekilde muamele görmektedir” dedi.
KKTC‘nin Kıbrıs Türk halkını temsil edebilecek tek devlet olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, şunları söyledi:
“Nisan 2004’te Rumlar Annan planına yüzde 76 oranında hayır oyu verirken, Kıbrıslı Türkler yüzde 65 oranında evet oyu kullandı. Uluslararası toplumun izolasyonları ve kısıtlamaları sona erdirmek için verdiği sözlere rağmen, Kıbrıslı Türkler, kendi hataları olmaksızın, doğrudan uçuş, doğrudan ticaret ve dünyanın diğer liderleriyle doğrudan temaslardan halen mahrum bırakılmaktadır. Bunu temel insan haklarımızın ihlali olarak görmekteyiz.”
Cumhurbaşkanı Tatar, “federal temelde bir çözüme ulaşmak için yapılan son ve nihai girişimin Temmuz 2017’de Crans-Montana’da çöktüğünü” ekleyerek şöyle devam etti:
“Rum tarafının Kıbrıs Türk halkıyla güç ve refah paylaşımı konusunda hiçbir teşvik veya ihtiyacının olmadığı açıktır. Bu nedenle, egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüz gibi doğal haklarımıza dayanan yeni bir çözüm önerisi ortaya koydum. Ortaya koyduğum çözüm; akıl, mantık ve rasyonaliteye dayanmaktadır ve iki tarafın barışçıl bir şekilde bir arada yaşamasını, iyi komşuluk ilişkilerini ön plana çıkarmaktadır. Bu öneri, geçmişteki hatalardan ders çıkartarak, gelecek nesiller için refah dolu bir gelecek sahibi olmakla ilgili bir adım niteliğindedir. Sadece federasyon için müzakere etmeye ısrar etmek 50 yıldan fazla bir süredir işe yaramadı. Kıbrıs’ta yeni bir sayfa açma zamanıdır.”
Rum tarafına farklı iş birliği önerileri sunduğunu açıklayan Cumhurbaşkanı Tatar, şunları kaydetti:
“İki taraf arasında güven eksikliği var ve BM Genel Sekreteri aracılığıyla Rum lidere enerji alanında iş birliği, su kaynaklarının rasyonel kullanımı, yeşil enerjiye geçiş ve güneş enerjisinden yararlanma, adanın elektriğini Türkiye Cumhuriyeti üzerinden AB şebekesine bağlayacak uygulanabilir bir bağlantı kablosu, düzensiz göç sorununu nasıl birlikte ele alabileceğimizi değerlendirme ve Kıbrıs Adası’nı mayınlardan arındırma konularında iş birliği yapma önerilerimi sundum.”
Cumhurbaşkanı Tatar, yatırımcıları tutuklayıp Kıbrıs Türk ekonomisine zarar vermeye çalışmaları, baskı ve sindirme eylemlerine rağmen Rum tarafıyla diyaloğa her zaman açık olduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı Tatar, 15 Ekim’de New York’ta BM Genel Sekreteri tarafından verilen gayriresmi akşam yemeğine katıldığını belirterek, kendisi ile Rum liderin yeni geçiş noktalarının açılmasıyla ilgili diyaloğun devamı için Kıbrıs’ta bir araya gelmeyi ve iki Anavatan olan Türkiye ve Yunanistan ile birlikte, Birleşik Krallık’ın daha düşük temsiliyetiyle daha geniş bir toplantıya katılmayı kabul ettiklerini, bu toplantının yakın bir tarihte yapılacağını sözlerine ekledi.
Kaynak : BRTK