M çiçeği virüsü, bugüne kadar başta Kongo Demokratik Cumhuriyeti (KDC) olmak üzere, Afrika’da 13 ülkede görüldü.
Virüse karşı geliştirilen aşının kıtaya ulaştırılması konusundaki zorluklar, Afrika’da Kovid-19 benzeri bir salgın riski konusunda endişeye neden oluyor.
Afrika Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezinin (Africa CDC) 9 Ağustos’ta yayımladığı rapora göre, ocak ayından 8 Ağustos’a kadar 13 Afrika ülkesinde 2 bin 822 kişi virüse yakalandı, 14 bin 719 şüpheli vaka kayda geçti.
Virüs nedeniyle 511’i KDC’de olmak üzere 517 kişi yaşamını yitirdi.
İnsanlarda ilk kez 1970’de o dönem “Zaire” ismiyle bilinen KDC’de görülen M çiçeği virüsünün yayılımı Batı ve Orta Afrika ülkeleriyle sınırlı kaldı.
Mayıs 2022’de ise virüsün bir alt türü dünya çapında salgına neden oldu ve 111 ülkede 90 bin kişi virüse yakalandı, bunlardan 140’ı hayatını kaybetti.
Virüsün Eylül 2023’te KDC’de ortaya çıkan yeni ve daha ölümcül bir türü ise Ocak 2024’ten bu yana hızla bölgedeki ülkelere yayılmaya başladı.
Burundi, Orta Afrika Cumhuriyeti, Kongo, KDC, Kamerun, Gana, Liberya, Nijerya, Ruanda, Kenya, Fildişi Sahili ve Güney Afrika virüsün görüldüğü ülkeler olarak kayda geçti.
M çiçeği vakalarında 2022-2023 tarihlerinde yüzde 79’da artış görülürken bu, 2023-2024’te yüzde 160’a fırladı.
Afrika’da halk sağlığı acil durumu ilan edilebilir
Virüsün kıtada hızla yayılması uluslararası sağlık otoritelerini de harekete geçirdi.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, X hesabından yaptığı paylaşımda, M çiçeği salgınıyla ilgili oluşturulan Acil Durum Komitesinin yarın toplanacağını duyurdu.
Ghebreyesus, komitenin kendisiyle salgının uluslararası bir halk sağlığı tehdidi olup olmadığına ilişkin görüşlerini paylaşacağını kaydetti.
Komite sadece tavsiye niteliğinde karar alabilirken bölgesel bir acil durum ilan kararı ise Africa CDC tarafından verilecek.
Africa CDC Genel Direktörü Jean Kaseya, geçen hafta düzenlediği basın toplantısında, kıta çapında halk sağlığı acil durumu ilan etmeye çok yakın olduklarını söyledi.
Afrika’nın Kovid-19 salgınından ders çıkarmaya çalıştığını vurgulayan Kaseya, salgında Afrika’nın terk edildiğini, bu sefer önlem almak istediklerini kaydetti.
Africa CDC, böyle bir karar alırsa tam adı “Kıtasal Güvenlik Halk Sağlığı Acil Durumu (PHECS)” olan acil durum ilan etme yetkisini ilk kez kullanmış olacak.
Acil durumu ilanıyla, salgınla mücadele eden ülkelere destek sağlanması ve uluslararası müdahalenin daha kolay koordine edilmesi hedefleniyor.
Virüsün patlak verdiği Afrika’da aşı yok
M çiçeği virüsü salgınında COVID-19 salgınında olduğu gibi Afrika’nın aşıya ulaşımda adaletsizliğe uğramasından endişe ediliyor.
Africa CDC, salgını kontrol etmek için 10 milyon doz aşıya ihtiyaç olmasına karşın halihazırda 200 bin doz aşı olduğunu belirterek bunlardan çok azının Afrika’ya ulaştığına işaret ediyor.
Virüsten korunmak için 2 doz aşı olmak gerekirken Africa CDC, tek dozu yaklaşık 100 dolar olan aşının Afrika ülkeleri için çok pahalı olduğunu vurguluyor.
Africa CDC, maliyetlerin düşürülmesi aşı üreticileriyle görüşmelere başlarken DSÖ de M çiçeği aşısının acil kullanımı için ilk adımı attı.
DSÖ, 7 Ağustos’ta, M çiçeği aşısı üreticilerini, Acil Kullanım Listesi (EUL) için İlgi Beyanı sunmaya davet etti.
Halk sağlığı acil durumlarında, aşı gibi ruhsatsız tıbbi ürünlerin kullanımının hızlandırılması için başlatılan EUL süreciyle düşük gelirli ülkelerin aşıya erişiminin kolaylaştırılması hedefleniyor.
Maymun çiçeği ismi “ayrımcılık” nedeniyle değiştirildi
M çiçeği virüsü insanlarda ilk kez 1970’de görülse de canlılarda ilk ortaya çıkışı 1958’de yaşandı.
Bir araştırma için kullanılan maymun kolonilerinde çiçek hastalığına benzer belirtilerin görülmesiyle tespit edilen virüs, 2022’ye kadar “maymun çiçeği (monkeypox)” olarak adlandırıldı.
DSÖ, 2022’de ırkçılık ve ayrımcılık kaygısıyla virüsün ismini “mpox” olarak değiştirdi.
Örgüt ayrıca virüsün “Batı Afrika”, “Kongo Havzası”, “Orta Afrika” ismini taşıyan alt türlerinin de yeniden adlandırılmasına karar verdi.
Hem hayvanlardan hem insanlardan bulaşıyor
M çiçeği virüsü fareler, sincaplar gibi kemirgen hayvanlardan veya enfekte olmuş bireylerden bulaşıyor.
Virüsün neden olduğu vücut döküntülerine dokunmak, bu döküntülerin bulaştığı giysi, çarşaf, havlu ve benzeri eşyaları kullanmak ve vücut sıvılarıyla temas etmek en önemli bulaş nedenleri arasında yer alıyor.
İlk belirtiler virüsü kaptıktan 5 ila 21 gün içerisinde ortaya çıkabiliyor.
Virüs genelde yüksek ateş, baş, sırt ve kas ağrısı, lenf bezlerinde şişlik, yorgunluk, üşüme, titreme ve ciltte su çiçeğine benzer kabarcıklara neden oluyor.
Özel bir tedavi yöntemi olmayan hastalığın tedavisi antiviral ilaçlarla yapılıyor.
Vakaların büyük bir kısmı hastalığı hafif geçiriyor ve birkaç hafta içinde sağlığına kavuşuyor.
Kaynak : TRT HABER