Gazze’ye yola çıkan Küresel Sumud Filosu’na ilişkin ortak açıklama yayımlandı.
Açıklamada, “Türkiye, Bangladeş, Brezilya, Kolombiya, Endonezya, İrlanda, Libya, Malezya, Maldivler, Meksika, Pakistan, Katar, Umman, Slovenya, Güney Afrika Cumhuriyeti ve İspanya Dışişleri Bakanları, kendi vatandaşlarının da katılım sağladığı bir sivil toplum girişimi olan Küresel Sumud Filosu’nun güvenliği konusunda endişelerini dile getirmektedir.” ifadeleri kullanıldı.
Küresel Sumud Filosu’nun Gazze Şeridi’ne insani yardım ulaştırmayı ve Filistin halkının acil insani ihtiyaçları ile Gazze’deki savaşın durdurulması gerektiğine dair farkındalık oluşturmayı amaçladığını bildirdiği ifade edilen açıklamada, barış ile insani yardımın ulaştırılması hedeflerinin, uluslararası insancıl hukuk dahil uluslararası hukuka saygı ilkesiyle birlikte, söz konusu hükümetler tarafından paylaşıldığı vurgulandı.
Ortak açıklamada, “Bu nedenle, Filoya karşı her türlü yasa dışı veya şiddet içeren eylemlerden kaçınılması, uluslararası hukuka ve uluslararası insancıl hukuka saygı gösterilmesi çağrısında bulunuyoruz. Uluslararası sularda gemilere saldırı veya yasa dışı gözaltı dahil uluslararası hukukun ve Filoya katılanların insan haklarının ihlal edilmesinin sorumluluk doğuracağını hatırlatıyoruz.” değerlendirmesi yer aldı.
Küresel Sumud Filosu’na 50’ye yakın ülkeden katılım sağlanıyor
Küresel Sumud Filosu’nda, “Özgürlük Filosu Koalisyonu”, “Küresel Gazze Hareketi”, “Mağrib Sumud Konvoyu” ve Malezya merkezli “Sumud Nusantara” organizasyonu yer alıyor. Filoda, 50’ye yakın ülkeden yüzlerce aktivist teknelerle Gazze’ye hareket ediyor.
Geçmişte Gazze’ye tek tek gitmeye çalışan gemilere İsrail müdahalelerde bulunmuş, teknelere el koyarak aktivistleri sınır dışı etmişti. Küresel Sumud Filosu, şimdiye kadar Gazze’ye doğru yola çıkan en kalabalık filo olma özelliği taşıyor.
Arapça “kararlılık” veya “sarsılmaz azim” anlamlarına gelen Sumud, 1967’deki Altı Gün Savaşı’nın ardından Filistin halkı arasında baskı ve direnişi anlatan bir kavrama dönüştü. Sumud kavramı, Filistinlilerin topraklarında kalması, Filistin kimliğinin ve kültürünün canlı tutulması ile şiddet içermeyen sivil itaatsizlik gibi yollarla işgale direnip alternatif kurumlar inşa etmenin yollarının aranmasını ifade ediyor. Filistin’de zeytin ağacı ve köylü hamile kadın bu kavramı tasvir etmek için kullanılıyor.